Neymiş, efendim?
İki bin on üç sona erecekmiş!
Eeee?
İki bin on dört geliyormuş!
Gelecek elbet! Gelmesin mi? Ardışık sayılar birbirini izlemez mi? Üçten sonra dört geldiğine göre iki bin on üç tükenince iki bin on dört başlayacak hiç kuşkusuz!

Dahası var!
Kimileri bir yıl daha yaşlanmanın hüznüyle kaygılanırken, bazıları bir yıl daha yaşayacak olmanın umuduyla coşkulanırmış!
Heyhat!
Herkes yüce Yaradan’ın bahşettiği ömrü yaşarken, verdiği rızkı yiyip içmektedir. Yaşlanan hatta eskiyen ne zamandır, ne de mekân; yalnızca insan! Yalan mı?

Zaman diliminin değişimine üzülmek kadar sevinmek de gereksiz ve yersizdir. Peki, ya kutlamalara ne demeli? Yeni Yıl’mış! Yılbaşıymış! Yılbaşı gecesiymiş! Saçma sapan şeyler!

Çılgınca hoplayıp zıplamalar, tepinmeler, zil takıp oynamalar şöyle dursun, su gibi alkol almalar, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve magandamsı etkinliklere bulaşmak da neyin nesi?

Dinimiz, inancımız ve değer yargılarımız her ne olursa olsun görüntü ve ses kirliliği yaratmaya, insanların huzurunu kaçırmaya, kamu sükûnunu bozmaya ve olumsuz örnekler sergilemeye ne hakkımız vardır, ne de yetkimiz.

Haddimizi bilelim, efendiler!

Ben de haddimi aşmamak adına şu naçiz yazımı daha fazla uzatmak istemiyorum. Sürçülisan ettiysem, affola!

Herkese her şeyin ille en hayırlısını ta yürekten dilerim. Uğurlar olsun, iki bin on üç ve hoş gelir, inşallah, iki bin on dört!

Şimdilik hepsi bu kadar!

28.12.2013