10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1578
Okunma
Üzülmedim merak etme ! Öncekiler gibi bunu da sineme çektim. İtiraf etmeliyim ki ; önceleri içimi acıtırdı sözlerin , Bir ok gibi saplanırdı , kalbimin dipsiz kuyularına. Karanlıkta onu arardım , acıtmadan çıkarabilmek için... Küçük bir el feneri de yardımcı olurdu bana . Önce o vazgeçti ... Işığı yetmedi bu kör kuyuyu aydınlatmaya. Sonra da ben... Alıştım , ya da alışmaya çalıştım ... Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama sessizce uzaklaştım senden ve sana dair her şeyden... Biliyorum farketmedin , farkedemedin ... Aslında ben ; kalbinin firarisiydim. Bunun içindi kalbinde bir yer aramam , bazen de bilmeden canını acıtmam... Hedefime ulaşamadım belki ama hiç olmazsa keşfettim seni , kalbini ... Her sokağına teker teker baktım , aradığımı bulabilmek için. Bazen çıkmaz sokaklara kaydı ayaklarım ,geri dönmek bilmedi,belki de çıkmak istemedi... Bazen de kırmızı ışığa yakalandı , yeşilin yanmasını bekledi. Hep sabretti ... Hep bulacağı günü hayal etti . Ama hiç şikayet etmedi. Sonra baktı ki tüm çabaları boşuna . Aramaları , merakları , seslenişleri... Anladı ki , sözleri de kifayetsiz kalıyor ; işte o zaman vazgeçti aramaktan. Ve sessizce ayrıldı sımsıcak vücudundan. Oysa aradığı , bulmak istediği tek şey ; kendi sevgisinin karşılığıydı. Olmadı ... Mutluluk ; iki dudağı arasında kilitli kaldı. Sonsuza dek , parmaklıklar ardında müebbet yaşadı. Yine de , mühürlü dilinden tek bir kelimeyi özgür bıraktı ; Hoşçakal !