Kıyam Duruş

Şöyle bir durum bu ayette iki çift denmesi; ben ve sen bir çift, sen ve ben diğer çift; iki çift oldu. Ben ve sen ile sen ve ben dahi ayrı oldu. Çok kapsamlı bu!
10 ve 01 gibi yan yanayız, sen benim sağımdasın ama ben senin solundayım. İki çiftiz, tek çift değil; ama tekiz.
Üç elemanda (0.1.2) olanda şu; 0 için 01,02 var; 1 için 10, 12 var; 2 için 20 ve 21 var.
Bilgisayar sistemlerindeki ikili çokluklardan tutun sosyal alana kadar nerdeyse her alanda bu ikili açığa çıkış var. "Ben" açılımında bile benin negatif yanı nefis ve pozitif yanı ene olarak düşünülebilir. Açığa çıkış ikili bir sistem ile oluyor. Biri yok ise diğeri de görünmüyor! Gece olmasa gündüze isim bile verilmezdi.

Bu kıyam olayındaki duruşunu insan kendi belirliyor. Yani nerede durduğunu sadece kendi tercihi belirliyor. Sağına kimi alacak, soluna kimi alacaksa ya da kimin sağında, kimin solunda duracaksa hepsi için ayrı bir ikili oluşur! Bu moleküler dizilişte de böyle oluyor ve farklı elementler ve maddeler açığa çıkıyor! Bu konu açılırsa kainatın maddi ve boyutsal açılımına kadar gider. Hiç yoktan, boyutsuz tek noktadan bir evrene ulaşan bir seyir var! Bu bireyde de izlenebilir.

Bireysel alanda bir öğretmeni düşünün; bir sınıfta 30 çocuk olsun. Bu öğretmenin 30 çocukla 30 ayrı durumu olur. Her çocuğun kendi aleminde de öğretmeniyle ayrı bir durumu vardır! İşte milyarlarca insanın ikili milyarlarca durumları, kıyamları var!

Ruhsal potansiyel, Allah’ın bir emanetidir. Emanete hıyanet ise insanın kendine yapacağı en büyük zulümdür. İnsan tercihleriyle kendini, tavsiyeleri ile de dostlarını esarete sürüklememeli. İlla potansiyel paylaşılacak ise; evrende bir fikrin yeşermesi için iki kişi yeterlidir. Riyasız menfaatsiz iki kişi yeterlidir. Milyarlarca insanın beklentili potansiyeli yani riyakarca verdiği potansiyeli, riyasız iki dostun potansiyel paylaşımından daha güçlü değildir. İzafi galibiyetler aldatmasın onlar lanetleşecekler! Bu konuyu çok uzatmak gerekmez. Duruşumuza dikkat edelim uçurum kenarında ya da bir zalimin ya da manyağın yardımında duruş sergilemeyelim! Hitler’in yanında duranlar ve ses çıkarmayanlar bedel ödedi!

Kimsenin bir şey yaptığı yok! Sadece insanın kendi tercihi var! Tercihi önüne konunca bazıları başlar debelenmeye!

Son tahlilde; insan nerede durmak, yer almak isterse o onun özgür tercihidir! Şu var ama tercihinden yakınırsa melundur, alçaktır! Başkasının aklıyla hareket edenler, yakınmayı kendilerine hak görüyorlar; oysa yakınmak, başlı başına bir zulümdür. Karşılıklı lanetleşirler birbirlerinin aklını kolaycılık edip kullananlar…Cehennemdir yakınmak! Kendi aklını kullanmayıp dolma akılla yol almaya çalışanlar yolda iyi bir yem varsa kendinden bilip kötü bir durum olunca da kimin aklına uyuyorsa onu suçlamakla kurtulamaz vebalden, Cehennem’den. Böreği de var zahmeti de yani! Koyunun hesabı; yaprağı yerken “Kipir, kipir” sapına gelince “Meeeeee…” yok öyle yağma. Herkes kendi kıyamından, duruşundan bizzat kendi sorumludur! Bu işin böreği de var ….

Selametle,

Ahmet Bektaş