Hepsini bilsen
Yürüyemezsin
Üstüne çullansa yaşananlar
Bir daha gülemezsin...

Mudanya’da nefis bir yaz akşamı hoş bir yemek yediğiniz o geminin adı önemsizdir sizin için. Haklı olarak verdiğiniz paranın karşılığı olan o zevki tatmakla meşguldür uzuvlarınız. Turan Emeksiz kim umursamazsınız, bu vapura adı neden verildi bilmezsiniz...

Böyledir yaşam dedikleri birileri kimin için tükenmiştir, kim birilerini hiçe saymıştır. Nedir ölümün kutsallığı ne için katledilir insancıklar. Ne için ölmeye değerdir, ne ölümü hak etmeyendir.

Şişli’de ani bastıran yağmur sana fakirliğini hatırlatır. Çorabın ıslanmıştır üç sezondur giydiğin ayakkabının altındaki çatlak yüzünden. Tam da bu kaldırımda bu tip çatlağa âşık olan bir millet olduğunu bilmezsin. Vurulmuş yatarken objektife takılan o kare sayesinde belki de nefret ettiği birine ısınan halkımızın hislerinden haberin bile olmamıştır büyük ihtimal. Hırant kim bilmiyorsundur, neden öldü haberin bile yoktur. Hoş olanlarında anlam veremediği bir dolu şeyin olduğu düşünülürse sen yürü o kaldırımda sadece kimse görmez umarım diye düşünerek ıslak çoraplarını, katlanmaya devam et. Düşünme sakın neden yeni ayakkabı alamadığını...

Bir insanı öldürmek nedir? Hangi ulvi amaç herhangi birini vurmaya değerdir. Hangi kutsal amaç katliama şemsiye olabilir.

Babanı devletin öldürdüğünü bilerek ve bunun içini acıtmasıyla büyü koca bir şair ol. Yaşlılığında Datça’ya yerleş. Ölen Ali öldüren Ali...
Küfürler savur sararmış bıyıklarının arasından, öfkelen ama intikam alma.
En iyi bildiğin işi yap, yaz baba yaz. Yücel yazdıklarınla Can ol...

Ürkersin her şeyi anlasan
Ayakta kalamazsın
Bir sıcak asfaltta erirsin
Bir daha gülemezsin...

Senin için sıradan o lokantaya girip göbeğini afiyetle şişirirsin.
O binanın harı nerden bilmezsin.
Senin için madımak bir türküden öte değildir.
Ülke yanmış umurunda değildir.
Bir de üstüne keşkülünü lüpletip ayrılırsın mekândan...

Şiirler, şarkılar, düşünceler sarıp sarmalar seni bilmezsin.
Bilmezsin Behçet’i...
Duymazsın Hasret’i, Nesimi’yi...
Anlamazsın Metin’i, Asım’ı...
Muhlis girmez rüyalarına...

Sen aldığın hazzı bilirsin bir de bunun için ne ödediğini.

Ya onlar ne için ne ödedi...

Maraş senin için dondurma demek değil mi?
Sivas Kangal...

her gün 2 Temmuz


Nadir