Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Nilüfer AKYOL KARÇKAY
Nilüfer AKYOL KARÇKAY

TUTAMADIN DİLİNİ

Yorum

TUTAMADIN DİLİNİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

896

Okunma

TUTAMADIN DİLİNİ

TUTAMADIN DİLİNİ

Tutamadın dilini. En sonunda, kendi yüreğine çöktün.

Yaz yağmurunu seyrediyorsun camdan. Kırmızı toprağın yağmura karışmasıyla sıcak çikolatayı andıran görünümüyle çocukça yalanman sarmalıyor yüzünü. Çocuk ruhunun verdiği temizlikte kalmak istiyorsun lakin çirkinliğinin verdiği baskıyla güzel olanlar kaçıyor senden. Kalabalık duyguların anons geçiyor, sadece kendin olan atmosferinde. Sarılanlar, gülümseyenler, mızmızlananlar, heyecanlar, ihtiraslar, ayrılanlar, birleşenler… Hepsi burada, bir uğultu halinde camının önünde. Ve sonra yoruluyorsun.
Acı çekiyorsun, yüreğinin ve beyninin en derin yerlerinde. Hak ettiğini de düşünmüyorsun, utanmadan. Ancak dilini tutamadıklarına çemkirmek gücünün dâhilinde. Tutamadın dilini.


Nedenin ne olursa olsun söylediğin, can yaktığın
bıçağın ucundaki sözdü.
Gökyüzünün sisini üzerine sindirerek
kötü kokular yaydın cümlelerinle.
Ağlamaklı bir çocuğun gözyaşını gözlerinde yargılamaktı senin ki.
Senin ki, çalınmış ifadeleri başkalarına satmaktı.
Hayatına dekore edilenlerin sebebi gerçekten onlar mıydı?
Yoksa
Ev sahibi olan sen miydin?
İçi kof dolu söylemlerini nasıl söyledin, tutamadın dilini?
Hiç unutmuyorsun kendini sevmeyi,
Biraz da başkalarını sevmeyi denesen ne olurdu ki?
Gülümsemen dudakların, dişlerin yüzdeki birer egzersizi oldu,
Samimi değildi hiçbir zaman.
Yalandı.
Yalanlarını, diline vurdun.
Başkalarında yalan oldun şimdi.
Tutamadın dilini.
Zihninin sürekli talepkar oluşu bardağın doluluğuna bakmadan
Taşmasına neden oldu
Sen var ya, sen!
Tutamadın dilini.


Teli keskin, tezenesi dik başlı bağlamalarda türküler tutturdun. Kimseler dinlemiyor söylediklerini, küstü sana notalar. Dargın, seni önceden beğeniyle dinleyen kulaklar. Sen, içeridesin yalnızlığa müebbet mahkûm edildin, şimdi herkes dışarıda yaşamın akışında. Ne yapacaksın orada? Gazetelerden kupon kesip kaybettiklerini mi biriktireceksin? Yağ tenekelerine papatyalar dikip affedecek mi, affetmeyecek mi sualleriyle fallarda umudunu mu karartmayacaksın? Hiç perde olmayacak orda. Gözünü perdeleyenleri çıplak gözle göreceksin, gözlerinde duracak onlar. Başkalarını cayır cayır yakan ateşe atan cümlelerini söylerken pek cesurdun, sen şimdi kendini yakanları bir kan pıhtısı gibi sakla bakalım içinde. Tutamadın dilini, şimdi içeride geçmeyesiye günlerde korkakça kalacaksın.
Kurşun kadar ağırdı söylenenler. Farklı hesaplar içindeyken sokak ağızlarına kadar düşürmüştün dilini. Yılanlar deliklerine kaçacaktı o anlar. Her gece yıldızlar düşse de gökyüzünden hiçbiri sana görünmeden kayacaklardı. Ağlamak sana yazıldı. Ağlamak senden yana. Sen ağlamalarını satarken, senin alacaklarına artık insanlığın yetmeyecekti. Tutamadın dilini, hor gördüklerin seni hor görecek, garipliğine yan.
Büyük şehirlerin geniş kaldırımlarında kalabalıkların içinde yapayalnız hissediyorsun kendini. Cadde taşının üstünde geçmişine sızıp kalacaksın nerdeyse. Bakışlarının karşındaki bakışları oyduğu günlerdeki gibi, tuhaf tuhaf bakıyor çevrendekiler. Rüzgârda savrulan gazete parçasının ayağına dolanması ürkütüyor birden seni. Zifiri bir karanlık çöküyor birden tepene. Kalabalığın verdiği ses, kulaklarını yırtarcasına rahatsız ediyor. Evet ya! Mazinden bir bölüm okudun, hayatını özetleyen o yazının mürekkebi, o anda gözünden damlayanlarla dağılıverdi. Aynı senin gibi oldu. Silindi. Ey insanoğlu evladı! Zamanında tutamadın dilini, ezik filmlerin başkahramanı oldun şimdi.
El parmaklarına hiçlik indi, yazacakların kalmadı. Ayaklarının dermanını kesen, yoluna döşediğin mayınlardandı. Dilin de sustu. Tutamadın dilini, konuşacaklarında erken davrandın, başka dilleri küstürdün. Tutamadın dilini işte sonun budur.
Sıcak iklimlerde gezerken yolunu kaybettiğinde kaç kişinin yollarına kan revan içinde düşmüştün. Yaralarını saranlarda hiç de minnettar konuşmadın. Şimdi soğuk iklimlerde üşüdüğün zaman seni şaşalı sözlerle ısıtacaklar yok. Tutamadın dilini, tükettin. Şimdi tükenen sensin.

OOOFF OF!

Tutamadın dilini. En sonunda kendi yüreğine çöktün.


Nilüfer AKYOL KARÇKAY Oooff of kitabından




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tutamadın dilini Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tutamadın dilini yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TUTAMADIN DİLİNİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL