13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2491
Okunma


Gençliğin kıpır kıpır zamanı,
Hayat dedi: "Gel yaşa sunduğum ikramı"...
Bekle dedim,"sen dur hele"...
Ömrünün hazanını yaşayan insanlarımın kalbini kırmayayım.
Onlar için yaşayım,onların çizdiği hayat yolunda yürüyeyim.
İncinmesinler,kırılmasınlar bana...
Döner yaşarım bir gün seni nasıl olsa sonunda...
Hayatı eş ve dost için yaşadım kırk yıl boyunca,
Kırk yıllık bir yolu,kırk gün gibi kat etmişim...
Ve artık hayatı yaşamak istiyordum...
Döndüm baktım hayata;küsmüş bana gidiyor.
"Kırk yıl bekledim seni artık çok geç" diyor.
Koştum ,"arkasından yetişeyim" dedim
-"Bu ayaklarla mı çok geç "dedi...
"Sarılayım sana dur" dedim.
-"Bu kollarla mı çok geç" dedi...
"Ne olur bir kez aşkı tadayım" dedim.
-"Bu kalple mi çok geç" dedi...
"Dön bir bak halen güzelim" dedim.
-"Bu yüzündeki çizgilerle mi" dedi...
Baktım aynaya,kaybettiğim yılların farkına vardım o an.
Yorgun ayaklar,
Dermansız kollar,
Yaralı bir kalp ve yüzümde ki
İhtiyarlığın imzalarını gördü gözlerim...
Döndüm sordum hayata: "Ne olacak şimdi"?
Hiç yaşamadım ben gençliğimi,
-"Çok geç kaldın bırak artık beni
-"sarıl Mevla’na"
beni küstürdün onu küstürme bari" :-(
dedi ve!
Fatma Pınarbaşı