1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
655
Okunma

UMUT PAKETİ
Demokratikleşme paketi hayatımıza girdiğinden beri tartışmaları da hararetli bir şekilde devam ediyor. Şüphesiz ülkemizin aydınlık geleceği adına atılmış dev bir adım ancak her zaman olduğu gibi şimdi de süreçten rahatsız olan kesimler mevcut.
Pakette çok önemli maddeler var tabi ama en can alıcı noktalar kuşkusuz kamuda başörtüsü serbestliği ve andımızın kaldırılması. Bu iki madde bir anda ülke gündemine bomba gibi düştü tabiri caizse.
MHP genel başkanı sayın Bahçeli başörtüsü meselesinin “kendi görüşüne göre” yalnızca Kürtlere ayrıcalık tanınan bir paketin içine sıkıştırılarak kurban edildiğini söyledi. Başörtüsü meselesinin çözümünün parti politikalarında olmamasının eşyanın tabiatına aykırı olacağını söyleyen Bahçeli’nin bu sorunun çözümünden memnuniyet duyması gerekmez mi acaba? Ak partinin hükümete geldiğinden beri yaptığı reformlardan Mhp’nin bu denli rahatsız olmasının altında “neden onlar yaptı da biz yapamadık” görüşü hakim gibi. Bastırılmış bir duygu ve dışa vurumu imkansız. Maalesef bu kronikleşmiş bir hastalık haline geldi ülkücü kesimde.
Andımızın kaldırılması ile ilgili Bahçeli’nin ateş püskürmelerine Başbakan Adana’dan cevap verdi: “Türk’üm deyip itibarımızı yere düşürdüler. Doğruyum deyip yolsuzluğa mahkum ettiler. Çalışkanım deyip yan gelip yattılar.” Laf ile peynir gemisi yürümüyor maalesef.
Ayrıca yıllardır her sabah küçücük çocukların titreyerek okudukları ve hiçbir derinliği olmayan bu metnin yazarının Türkçe ezan rezaletinin mimarlarından Reşit Galip olduğunu hepimiz biliyoruz. Başbakanın dediği gibi biz bu topraklara sonradan gelmedik. Dinimizin gereğini yerine getiren başörtülü analarımız ve kardeşlerimiz de bu topraklara sonradan dahil edilmedi. Biz hep buradaydık. Biz yıllarca hoşgörü ve barış içerisinde geniş topraklara hükmetmiş cihanşümul bir devletin mirasçılarıyız. Onların torunlarıyız. Milliyetçilik demek milletçilik demektir. Siz milletinize ne kadar sahip çıkarsanız, onların haklarını korumayı ve huzurunu sağlamayı ne kadar kendinize dert edinirseniz millet de sizi o kadar sahiplenir. Bu yüzden ANAP-DSP-MHP koalisyonu çöktü ve AK Parti 11 yıldır iktidarda.
Paketle ilgili bir başka eleştiri farklı dilde eğitimin önünün açılması ve harf düzenlemesi. Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan herkes bu ülke içerisinde kendi dilini, dinini ve kültürünü yaşama ve yaşatma hakkına sahiptir. Üstelik bu güvenceyi sağlamak devletin asli görevleri arasındadır. Yıllarca insanları kimlikleri yüzünden ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaftasına maruz bırakan zihniyet, bugünkü Kürt sorununun asıl müsebbibidir. Bırakalım insanlar çocuklarına istedikleri ismi versinler. Bırakalım şehirlerimiz eski isimlerine ve kimliklerine kavuşsun. Bu bir etki-tepki meselesidir. Siz karşınızdakine fikir ve görüşlerinizi ne kadar dikte etmeye çalışırsanız karşınızdakinden de o derece tepki görürsünüz. Yıllar sonra bir Başbakan çıktı ve “Bu sorun benim sorunumdur” diyerek süreci sahiplendi. Kıymeti bilinmelidir. Demokratikleşme paketi ülkemiz adına bir milat,bir dönüm noktasıdır. Üstelik bu bir başlangıç. Geleceğimiz adına bir umut ışığı… Emeği geçen herkese tekrar teşekkürler.