5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1028
Okunma

Ak parti hükümetiyle birlikte ülkemizin ve dünyanın bu güzide şehrine yapılan hizmetler hem şehrimizin marka değerini yükseltiyor hem de bizleri ziyadesi ile gururlandırıyor. Emeği geçenlere sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.
Uzun ve titiz bir çalışmanın ardından İstanbul yeni bir değere daha kavuşuyor. Yıllardır trafik sorunu ile boğuşan İstanbullular için şüphesiz bulunmaz bir nimet Marmaray. Şehir yönetimi ve belediyecilik gerçekten ayrı bir meziyet gerektiriyor. Hele söz konusu nokta bir ülkenin kalbinin attığı, ekonomik,sosyal,kültürel ve tarihi dinamiklerinin çoğunu bünyesinde barındıran bir merkez ise durumun ciddiyeti daha da artıyor.
İstanbul ülkemizin göz bebeği. Anadolu insanının hayallerini süsleyen rüya şehir… Yıllarca “taşı toprağı altın’’ diyerek bir cazibe merkezi haline dönüştürüldükçe sorunlar da haliyle büyüdü. Bu sorunların başında hiç şüphesiz trafik geliyor. Uzun araç kuyrukları, insanlarımızın bitmeyen çilesi ve üstüne tabi ki harcanan onca yakıt, yitirilen milli servet de cabası. Hani başbakan diyor ya: ‘İstanbul’da trafiğe bir bakıyorum her aracın içinde bir kişi. Yazık! Biz bu kadar zengin bir ülke değiliz.’ Evet. Gerçekten doğru. Maalesef insanlarımız toplu taşıma araçlarını kullanmak yerine hususi araçları ile trafiğe çıkınca çile kaçınılmaz oluyor. Halbuki İstanbul artık eski İstanbul değil. Metrobüs, metro hatları, deniz seferleri derken şimdi de devasa bir proje; ‘MARMARAY’ hayata geçirilerek halkımızın hizmetine açılıyor. Tarihte çok anlamlı. 29 Ekim 2013. Cumhuriyetin kuruluşunun 90. Yıldönümü. Peki nedir bu tarihin esprisi?
90 yıldır bu ülke birçok badireler atlattı gerçekten. Yeni rejime geçişin getirdiği sancılı dönemlerden tutun başbakan idamına, askeri darbelere, ekonomik krizlere varıncaya kadar nice kara günler geçirdi. Yapılan her müdahale ülkemizi ne yazık ki olduğundan daha geri noktalara götürdü ve bize ne dinimizi ne kültürümüzü özgürce yaşama ve yaşatma imkanı verdi, ne de hep o konuşulan ama bir türlü varamadığımız muasır medeniyetler seviyesine ulaşma imkanı. Düzenlenen her oyun bu milletin iradesine indirilen bir balyoz ve özgürlüklere vurulan bir darbe oldu. Ecdadımızın yıllarca dişiyle tırnağıyla kazıyarak kazandığı bu topraklara maalesef layığıyla sahip çıkılmadı. Yüce Türk milleti uzun yıllar yok sayıldı, talepleri dinlenmedi ve sürekli bu aziz milletin üzerine oynanan oyunlarla özellikle Anadolu halkı itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bazı dönemler hariç (Özal ve Menderes dönemi) devlet vatandaşına hiçbir zaman ‘sosyal devlet’ yüzünü göstermedi. Onların dertleri ile dertlenip çözüm yolu aramaya, onlara hizmet götürmeye uğraşmadı. Huzuru sağlayamadı. Daha doğrusu sağlamadı. Kendi vatandaşına insanca yaşama hakkı tanımadı. ‘Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan’ denildi ama bu ülke için tek bir çivi çakılmadı.
İşte tüm bu esaretin özgürlüğüdür aslında Marmaray. Türk halkının şaha kalkışının sesidir. Ana yurdun altını üstünü, her yerini demir ağlarla örmektir. Milletin sesine verilen kulaktır. Ecdadımızın emanetine kanımızın son damlasına kadar sahip çıkmaktır.
Nasıl Malazgirt’te Anadolu’nun kapıları Türklere açıldıysa, 29 Ekim 2013 Marmaray ile birlikte bir zamanlar yüzümüze kapanan ve 11 yıl önce aralanan bu kapı artık kapanmamak üzere sonuna kadar yüce Türk milletine açılacaktır. Hayırlı uğurlu olsun…