8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1005
Okunma

İnsanlar küçücük bir boşluğunuzu yakalamayagörsün... Aman diyeyim korkun çevredeki insan görünümlü, başkalaşımlardan!
Uzun zamandır yazdığım toplumsal konulu, kadın konulu yazılarımı okuyanlar bilirler benim düşüncelerimi... Birkaç yılı aşkın üzerinde emek verdiğim bu konular gündelik yaşamımı altüst eder oldu. Duygu yoksunluğu içerisinde sıkışıp kalmışken, bir de üzerine eklenen çevre baskısından kendimi kurtarmaya çalışmaktan dönüp ’’Ben mutlu muyum, olacak mıyım?’’ sorusuna bile cevap veremez oldum. Az biraz sessizliğe bürünüp duygularıma odaklanmayı denemeye çalışmıştım ki, buna hakkım yokmuş gibi eleştiri yağmuru tepeme tepeme dolu misali iniverdi. Pek ani yakalandım, beni çökerten, kadını ezmekten gurur duyanlara.
Zaten özgün olduğunuz yolda tek başınızaysanız, size ulaşmaya çalışıp bunu hak etmediklerini anlayanlar sarmışsa etrafınızı, gücünüzü sonuna kadar kullanmaya mecbur kalırsınız neticede. Her taraftan yok olmaya mahkum edilmişken bir kadın, hakaretlere, mantıksız eleştirilere maruz kalmam beni hiç mi hiç şaşırtmadı. ’’Evlenmiyorum arkadaşım!’’ diye yığınla cevap verdiğim insanlar, toplumun sürü psikolojisine kapılmaktan, insani duyguları hatırlayamaz olmuşlar. ’’ Ben buyum,abi’’ demekten dilimde tüy bitti. Bir kadın dibine kadar özgürlüğü yaşama hakkına sahiptir! Bunu yok etmeye, bunu yermeye hiç kimsenin hakkı yoktur! Devlet politikaları da bizi gün geçtikçe eve kapatıp, doğurma makinesi olarak görmeye devam ederken 3-5 insanın ’’ Doya doya yaşa, kadınlığını!’’ sözlerini duymaya özlem duyar olduk.
Daha geçen gün arkadaşımın evinde kaldığımda üst kattaki kadının ’’N’olur yüzüme vurma’’ çığlıklarına şahit olmuşken ben, bana kimse güven duygusundan bahsetmesin. Duygularımızı, ruhumuzu, yaşanmışlıklarımızı, değerimizi yerine dibine sokanlara, haksızlığa maruz kalanlara ses çıkarmak yerine bundan keyif duyanlara yazıklar olsun!!!