Anlatıcı bilge: (kendisi görünmez sahnede sesi duyulur)
Burası körfez şehri
Körfezin koynundadır bu şehir
Sırtını dağlara yaslamıştır, yemyeşildir
Bu şehirde martılar şarkı söylemektedir
Bu şehirdedir aşk okulu
Burada öğretilir aşkın aritmetiği
Buradan mezun olanlar olur bey ve hanımefendi
Size anlatacağız cihan ile yağmuru
Bu hikâyede aşk, nefret ve hüzün var
Ama sonunda mutlu bir kavuşma var
Sabırlı olun hele biraz
Size anlatacağımız çok şey var
Burası aşk okulu dedik
Zengin ve asiller okur burada
Nasıl olmuşsa Cihan’da girer bu okula
Okulun kapısında karşılaşır Cihan ile Yağmur
Kibar çocuktur Cihan eliyle Yağmur’a yol verir
İlk görüşte aşk başlar
(sahnede yağmur ve cihan vardır ikisi sahnenin tam ortasında karşılaşır ve cihan eliyle “buyur geç” işareti yapar)

Yağmur:
Hey… Kibar çocuk nedir senin ismin?

Cihan:
Ben bir demircinin oğluyum
Kor bir alev gibi temizdir kalbim
Benim adım cihan
Dünya demek benim ismim
Hey güzel kız nedir senin ismin?

Yağmur:
Ben bir su perisinin kızıyım
Babam savaşçı beyi
Benim adım yağmur
Hem bilir misin?
Gökten düşen su damlası demek ismim
Sen hangi şehirden geldin?

Cihan:
Ben yeşil şehirden geldim
Bilir misin yeşil şehri?
Oturduğum evi mahalleyi
Yağmur:
Bilmesem de soramaz mıyım?
Öğrenemez miyim?
Oturduğun evi mahalleyi

Yağmur:
Güzel kız yeşil şehre geldin mi?
Yağmur:
Evet, bir kez geldim
Pembe bir elbise aldım pembe çarşıdan

Cihan:
Pembe çarşı uzaktır evime
Başka nereler bilirsin yeşil şehirde

Yağmur:
Başka bir yer bilmem o şehirde
Oturduğun evi mahalleyi bilebilseydim keşke

Cihan:
Bilip te ne yapacaksın evimi mahalleyi
Ben bir demircinin oğluyum
Narindir, incedir ruhum

Yağmur:
Bak kibar ve güzel çocuk
Bir erkekte görmedim böyle güzellik

Cihan:
Benimle böyle konuşma
Bir vuruluş vurulurum sana
Ben istemem böyle kara sevda
Böyle sözler ağır gelir ruhuma

Yağmur:
Hayır, seni incitmek değil niyetim
Tatlı bir muhabbet isterim
Kara sevdaya kapılman değil niyetim

Cihan:
Bak güzel kız ben saf ve temizim
Daha önce hiç konuşmadım bir kızla
İnciteceksen hiç yaklaşma bana

Yağmur:
Nasıl olur yalnız mıydın bu zamana kadar

Cihan:
Ben ötelerden ders aldım
Ulu hocalardan kutsal kitaplardan
Mabetlerde büyüdüm
Hiç güzel kız görmedim
Büyüdüm murad almadan
Ulu hocalar bana öğretmedi
Aşkın metafiziğini dansı ve müziği
Ben ezberledim kutsal kitabı
Ben okudum Yakup’ u Yusuf ‘u Muhammed’i
Benim yolum ulu hocalar yolu
Bana yaklaşma inciteceksen ruhumu

Yağmur:
Nasıl yani
Sen bilmez misin kadını, dansı ve müziği

Cihan:
Hayır, bilmem kadını içkiyi dansı ve müziği
Ben bilirim Allah’a kurban olan İsmail’i
Ben bilirim kuyudaki Yusuf’u
Kör olan Yakup’u
Denizi yaran Musa’yı
Ölüyü dirilten İsa’yı
Ayı ikiye bölen Muhammed’i
Ben bilirim cenneti ve cehennemi

Yağmur:
Güzel çocuk sana öğreteyim eğlenmeyi
Güzel bir kadınla sevişmeyi

Cihan:
Ulu hocalar bana dedi ki
Bir kadına yaklaşma
Kıyılmadan nikâhın
Yoksa sana ceza veririz
Yüz değnek bir yıl sürgün

Yağmur:
Ulu hocalar ne karışır sevdaya
Hangi kitapta yazar bu ceza

Cihan:
Ben bunu okudum kutsal kitapta
Elbet bir rahmet var bu cezada
Yoksa amaç karşı durmak değil aşka
Kıyılırsa nikâh helal olur erkek kadına

Yağmur:
Ben bilmem helal haram
Hiç okumadım kutsal kitap
Ben bilmem cennet cehennem
Sevişirim özgürce içerim şarap

Cihan:
İnce sözler söyleme bana
Bir vuruluş vurulurum sana

Yağmur:
Son sözüm seviş benimle özgürce
( üç kez çan sesi duyulur)

Cihan:
Haydi derse gidelim
Çağırıyor bilginler bizi
Çaldı çanlar başladı
Aşkın olasılık ve ihtimali dersi

Anlatıcı bilge:(sahnede değildir sesi duyulur
Bir kıvılcım düşer önce cihana
Bir yangın yerine döner dünya
Sonra bir yağmur yağar cihana
Serin ve selamet olur dünya
Derse girer cihan ve yağmur
Aşkın metafiziği dersine
Bu dersi anlatmaktadır filiz eren bilge

( oyuncular sahnede u şeklinde yerde oturmaktadır
Filiz Eren bilge ayaktadır)

Filiz Eren bilge:
Hey çocuklar merhaba

(oyuncular hep beraber)

Merhaba yüce bilge
Filiz Eren bilge:
Çocuklar tanışalım önce
Ben Filiz Eren bilge
Sizinle beraber işleyeceğiz
Aşkın olasılık ve ihtimali dersini
İmzalayın önce şu varlık cetvelini

Cihan:
Hocam bize çocuk demeseniz artık
Biz büyüdük serpildik

Filiz Eren bilge:
Nedir yiğidim ismin kendini tanıt önce
Ben bilirim çocuklar büyüyüp serpilince
Ben bilirim ayıptır çocuk demek bir gence

Cihan:
Benim adım cihan ben yiğit bir gencim
Bir kutlu yeşil şehirden geldim

Filiz Eren bilge:
Seni tanıdığıma memnun oldum yiğidim
Bak demiyorum artık, çocuk, bir gence
Haydi, gençler sizde tanıtın kendinizi
Söyleyin hangi şehirden geldiğinizi birde isminizi

Yağmur:
Ben yağmur annem su perisi
Ben geldim Yeditepeli şehirden
Saraylarda büyüdüm ben

Nelis: (alaycı)
Ben Nelis bende geldim Yeditepeli kalabalık şehirden
Hey yağmur ne olmuş saraylarda büyümüşsen

Num:
Ben Num bende Yeditepeli şehirden
Benim babam büyük tacirlerden

Sunam:
Ben Sunam bende Yeditepeli güzel şehirden
Yağmurun eskiden beri arkadaşıyım ben


Rakım:
Benim adım rakım
Ben geldim bir Akdeniz şehrinden
Benim babam balıkçı kral
Tanrı tanımam ben

Ufuk:
Benim adım ufuk
Ben geldim Sakarya kentinden
Toprak ağasıdır benim babam

Temur:
Benim adım Temur
Ben bu kentin yerlisiyim
Benim amcamın köleleri var, kağıt üretir
Babam öldü ben yetimim
Ama ben amcamın kölelerinin efendisiyim

Anlatıcı bilge:
Tanışma faslı genişçe
Bırakalım sözü bilgeye
Söylesin bize birkaç söz bilgece

Filiz Eren bilge:
Dersimizin adı
Aşkın olasılık ve ihtimali
Bu dersi ezberleyince
Öğreneceksiniz bir aşkta kaç ihtimal var
Kaçı yarar kaçı zarar
Başka derslerinizde var
Mesela saf sevginin aritmetiği
Mesela aşkın metafiziği
Aşkın mantıksızlık evreleri
Aşkta karşılıksızlık ilkeleri
İyice öğrenin ezberleyin dersleri
Zor bir okuldur bizimkisi
Bu okuldan mezun olunca
Olacaksınız bey hanım efendi

Anlatıcı bilge:
Sözler söylenirken bilgece
Girer pencereden yaralı bir kuş
O kuşun adı yaralı serçe

Filiz Eren bilge:
Kim bu kuşu iyileştirecek
İncitmeden annesine götürecek

Cihan :
Ben bu işi alırım üzerime
Benim ruhum zarif ve ince

Anlatıcı bilge:
Cihan zarif bir tutuşla tuttu kuşu
Yarasını iyileştirip yuvasına koydu
Sonra hiç eğlenmeyip derse geri döndü
Bilge derse ara verdi
Cihan sessizce
Bir kutu köşede
Sigara içeyim dedi kendi kendine
Oturdu bahçede bir söğüt gölgesine
Yaktı sigarasını daldı derin hülyaya
Num geldi yanına
Merhaba deyip oturdu usulca
Num:
Merhaba cihan