14
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2041
Okunma


Sessizlik,
Ve benim umutsuzluğum.
Ömrün epey bir çoğunluğu geçmiş, yine geçer. İster penceredeki mevsim güz olsun ister yaz olsun, yine geçer. İçinde bulunduğun mevsimin gereğince geçer. Keşke geçmese.
Geçenlerde aynı cümleyi farklı kelimelerle ben de düşünmüştüm. Bak dedim kendi kendime, iki adım sonra tamamen silinecek varlığımın o ufak tefek delilleri de. Hatta bir an firavunlaşıp bütün kalemleri toplatmak geldi içimden, tek kelime yazılmasın diye. Ama Musa geldi aklıma, hüzünle kabul ettim silinişi sayfalardan ve belleklerden.
Kızgın mıyım kendime?
En büyük ve acımasız kızgınlıklar kişinin kendisi için hissettiği. Bu kızgınlıklar affedilmek bahsinde en çaresiz olanlardır. Kendime yalvarıyorum “affet artık beni!”
“Ben ağaçların soyundanım
Ve bu”bayat havayı solumak
Kederlendiriyor beni”(Füruğ)
Zamana her şeyi çürütmeyi bırakması için yalvarabilirim ama boşuna, biliyorum.
Hem zamanın neler yaptığını görebilmek için insana bakmak yeterli . Zaman yok etmek için bu kadar acımasızken, ben nasıl bu kadar yavaş olabiliyorum ki.
“Yokluk” tebessüm etse de görülemiyor. Yokluk hep asık suratlı. Yokluk hep nefretle birlikte anılıyor.
Zaman da nabza göre şerbet veriyor çünkü kiminde yokluklar geçiyorken kimini aynı yokluk kötürüm bırakıyor.
Köprüler geliyor aklıma. O upuzun, çoğuna ferahlık verip bana hep ürkütücü gelen köprüler. Tam ortasında duruyorum, bir tarafı ayrılık diğer tarafı yalnızlık olan bütün köprülerin. İki ucu da ağrıya ve sızıya çıkan köprüler. Hastalıklı köprüler.
Siz beni tanımazsınız. Az umursayan ya da hiç umursamayan olmadım ben hiç. Öyle bir umursadım ki ben, bir atlas gibi sırtımda taşıdım bütün u(mu)rlarımı. Bir lanettir bu. Kocaman.
Siz beni tanımazsınız. Hiç varmış da hep yokmuş gibidirim. Beni çürüyen yel değirmenlerinden bahseden o kadın anlar bir tek. Onu bana bulur musunuz, çünkü en az onun kadar karışık onun kadar hüzünlüyüm.
O, ölen kuşun öğüdünü tuttu ve uçmayı tek bir an unutmadı, ben ise uyudum kısacık bir an. Uykuda her şeyi unuttum, uçmayı da. Şimdi kanatlarım bir cesetten ibaret, siz bunu göremezsiniz.
“Beni çiçeklerin kanlı soyu
Yaşamaya sorumlu kılmış
biliyor musun? Çiçeklerin kanlı soyu” (Füruğ)
Sinem Ilgın Omay / Ey,lül