Aşk dır en nihayetinde herkesin aradığı, bulduğu, bulduğunu sandığı. Aşk dır en ziyade herkesin hakkında yanıldığı.
Kainat yaratılmadan evvel, evvel zamanın içinde olmadan da evvel, olmak ve olmamaktan da evvel, yanı ber-i evvel, saf aşk idi salt. Ateşine dayanamadı o. Böldü kendini ikilik kılıcı ile ortadan. İki yarım aşk olacaklarını sandılar, iki tam aşk oldular sonra. Onlar da dayanamadı aşkın Ateşine, bir daha böldüler kendini ikilik kılıcı ile ortadan. Dört yarım ateş olacaklarını sandılar sonra. Dört tam aşk oldular ancak. Bir daha, bir daha, bir daha, bir daha...

Yaradan, ki ona saf aşk da denilebilir, zamandan evvel dört maddenin içinde idi. Dördü bir, biri dört idi. dördü aşk, aşk dördü idi.
Su, asıl aşk bendedir, ben olmazsam aşk akmaz, aşk dediğin akar, akmayana aşk danilmez dedi. Rüzgar, ben olmazsam aşk esmez, esmiyene aşk mı denilir dedi. Toprak, asıl aşk doğurup hayat verendir, ben olmazsam aşk doğurmaz, doğurmayan aşk mı olurmuş, dedi. Ateş, aşk yakıp ısıtandır, aşk yakmazsa aşk olmaz dedi. Aşk, bunun üzerine, suda bir damla kadar, rüzgarda bir nefes kadar, toprakta bir zerre kadar ve ateşte bir kıvılcım kadar özünden bırakıp gitti. Ateş, bir kıvılcım oldu, bir, yeri göğü saran alev, bütün kainatı doldurdu, aşkı aradı, su damla oldu, birleşti aktı sel, sonra Derya oldu, aşkı aradı, rüzgar nefes oldu, yel oldu, esti fırtına oldu, aşkı aradı, toprak zerre oldu, ova, yalçın kaya, geçilmez dağ oldu, aşkı aradı. hiç biri bulamadı aşkı, Aşk artık lamekan idi. Ateş, su, toprak ve hava gururuna mahçup oldu, Aşkı yitirmenin utancından dördü bir oldu, dünya oldu.
Ne zaman dünyada bir damla su, bir zerre toprak, bir nefes hava, bir kıvılcım ateş bir araya geldi, aşk oldu, mahlukat oldu. Mahlukat varlık sebebi aşkı aradı. Gördüğüne, içtiğine, hissettiğine, nefesine sordu, nerde bu aşk diye. Su, aşk bende bir damla, ateş, aşk bende bir kıvılcım, rüzgar, aşk bende bir nefes, toprak, aşk bande bir zerre, hepsi beraber, var, ancak biz aşk değiliz, dediler.
Agustos 13 JPCal