3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1528
Okunma
Yaşam nice fırsatlar sunarken biz ona ne kadar cömert davrandığımızı hiç düşündünüz mü?
Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık fırsatlarını ne yapıyoruz?Dostlukları birkaç dünya nimetine yeğleyen ardından yapa yalnız kalmanın ağır faturasının nedenlerini araştıran bizler?
Akşamüstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı aşkların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? Olur olmaz isteklerimizin hepsini gerçekleşmesi için sınır tanımaksızın aşındırdığımız yolları, işimizin bittiği anda birden unutan bizler! Sevdiklerine sarılmak yerine sahiplenerek yaşamı anlamsız kılan nice yürekler
Karşımıza zamansız çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir, her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir.
Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün.
Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz, ya da olanlar olması gerekenler değildir.
Hep gidince yada ölünce iyi adam edebiyatını aşmalıyız bence
Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz, gün gelir hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir.
Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak. Bazılarının gelecekte sandıkları "bir gün" geçmişte kalmıştır.
"Nasıl olsa ileride bir gün tekrar karşıma çıkar" dediğiniz kişi tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir, boş yere bu sokaklarda aranırsınız..
Birlikte olduğunuz, tanıdığınız insanların, dostlarınızın, arkadaşlarınızın değerini ne kadar biliyorsunuz, ne kadar farkındasınız, hiç düşündünüz mü ? Yaşam o kadarda cömert değil! Sunduklarını bir bir alırken bazen farkına bile varamayız! T.İşıldarın dizelerinde dile getirdiği gibi:
“Türküsünü kaybeden yürek,
Resmini kaybeden tuval,
Rengini nasıl bulsun
Anlıyor musun?...”
(Önce Vatan-Hür Yıldız Gazetelerinde yayınlandı-Yürek Gözüyle –Ocak 2003 Köşe yazım)