Sen
Yağmur doldur biraz
İçimdeki labirentlere sız,güneşin doğduğu yerden gözbebeklerime ak...
Ben seni kendime anlatırken de o kadar yabancı kal!


Gelirsen;bir çay daha koyarım...



Ağlamaya hazır uçuk bir mavinin ev sahipliğini yapıyorsa gözlerin bana laf düşmez beyim!
Derdime derdine derdimize yanarım
Gelirsen;bir tabak daha koyarım....



Sen
Unutmadan unutturan şiirim,yazmadan yazılmış yazım,sesi kısılmış bir hüznün hafifletilmiş acısı gibisin
Varlığın iyi ki,yokluğun iyi ki...
Olmayışını düşünmüyorum bile!


Okumaya sondan başladığım bir kitabın hiç okumaya fırsatımın olmadığı ilk sayfası
Asırlardır gelen bu özlem
Dua’m...
Bilipte bilmeyişim,gelipte gitmeyişim,kendimden bile sakındığım sırrım
Gelirsen;bir şiir daha yazarım...




Veda mektubu
Cümlelerden cümle beğeniyorum kendime ne var ki bu yaz gününde öyle üşüyorum,öyle üşüyorum ki...
Beklemezsem de gel,beklesemde ama biliyorsun bekledim de gelmedi demek öyle soğuk ki
Buradasın,
Kırk yılım kırk bin yılım,hatrım,hatrın
Şimdi çatmış kaşlarını zaman peşimizden sürüklenir az kaldı çayda demlenir
Bir dakika! Veda mektubu demiştik ya yırttık,fırsat varsa verilir yoksa yoktur zaten ki vedaya fırsat vermedik...


Şahlanırsa kalemim biraz daha derinden çizerim yüreğinin üstüne
Bak bu ismim
Bak bu ismin!


Gelirsen bütün çaylar bizim!