Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek çok beğendiğim ve sevdiğim Sıra dışı bir belediye başkanı ve gözde bir siyaset adamıdır…


Ankara’nın modern ve çağdaş bir kent hüviyetine bürünmesinde imzası bulunan yegâne belediye başkanıdır…

Bu itibarla Sayın Gökçek’in bugüne kadar imza attığı birbirinden güzel ve takdire şayan hizmet kararlarının altına hiç tereddütsüz ben de imzamı atarım.

Sadece, Ankara’nın 1994 yılından beri kullanılan ama zerre kadar estetiği ve bir ağırlığı olmayan, bir Başkenti temsil etmekten tamamen uzak ambleminin tartışması söz konusu olduğunda, bu meyanda benim kalemim de susmaz ve haykırır!

Ben İmam Hatip Lisesi mezunu bir insanım. Dolayısıyla benim bu çıkışım asla ve kat’a camii karşıtlığıyla açıklanamaz. Sonra Laikçi şövalyelerin “Camili” diye küçümsedikleri ve estetik ve anlam yönünde değil de sırf Camii figüründen dolayı feveran ettikleri maneviyat düşmanlığıyla hiç açıklanamaz…

Eğer hakikaten o amblemin hem maddi hem manevi bir ağırlığı ahengi ve estetiği olsaydı bunun değiştirilmemesi için en büyük mücadeleyi hiç kuşkusuz ben verirdim…

Hitit Güneşine gelince, değil midir ki bu alemde canlı cansız her varlık Güneşin altındadır!

Güneş, nurdur, güneş hayattır, güneş umuttur, güneş müjdedir güneş aydınlık yarınlardır…

Yaşayanlar, ölenler, büyüyenler, her türlü beklentileri için gün sayanlar, sevişenler, sövüşenler, âşıklar, mazlumlar, mahkûmlar, dışarıdaki cıvıl cıvıl kalabalıklar, baharlar, kışlar, hazanlar, kısacası hayatın tümü güneşin içindedir.

Sayın Melih Gökçek’in Hitit güneşinin yerine ikame ettiği Camii ve bütün bilumum mabetlerin de hepsi Güneşin içinde ve Onun altındadırlar..


--------------------------------------------------------------------------------