Her insan bir seylere hasret yasar. Bazilari annesine, bazilari babasina, bazilari eski zamanlara, bazilari ise memleketine…
Her insan bir yere ait olmak ister. Nereden geldigini bilmek ister. Nereye gidecegini, neler olacagini, ölünce nereye gömülecegini bilmek ister. Öldukten sonra geride neler birakacagini…
Nasil ölecegini bilmek ister insan. Ama her seyden önce, nasil yasayacagini merak eder insan. Neleri degistirecegini, basina neler gelecegini…
Kücük yaslarda yetistigi yerin kültürüyle harmanlanir. Bazen annesiz ve babasiz kalir. Bazen bolluklar icinde, bazense fakirlik icinde dogar bir insan. Büyür, bazen okumayi ögrenir, bazen sadece hayatta kalabilmeyi.
Bazi insanlar hayatlarinin belli dönemlerinde büyük acilar ceker, bazi insanlarin ise hayati acidir.
Ve en son hepsi ayni dunyanin topragina gomulurler. En son butun insanlar ayni yerde birlesirler. Bazilari bunun farkindadir, bazilari ise degildir. Belki de o an aralarindaki tek fark bu olur.