20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1654
Okunma

Gelin bir an için gözlerinizin önünde bir sahne canlandırmaya çalışalım, Alemlerim efendisi kendi evinde kızı Fatıma ile çok özel bir sohbetteler...hane de olanlar bu sohbetin inceliğini bilmiyorlar, ama göz ucuylada takip ediyorlar.
Nebi ile Fatima arasında - baba ile kız -ilişkisi acısında çok önemli olaylar yaşanıyor, hele sevinçleri üzüntüleri...acıları, birer abide gibi hiç kaybolmadan günümüze ışık tutuyor.
Fakat bu defa özel bir muhabbetteler, evlatların en talihlisi sayılan Fatıma Zehra bu kısık konuşmanın arkasından ağlamaya başlıyor...gözyaşları konuşurcasına yanaklarından dökülüyor, gökteki melekler bile dayanamıyor bu hüzünlü sahneye..
Neydi onu bu kadar yakan , kavuran ?..hüzün rengine boyayan ?
Ne söylemişti Kainatın efendimiz ki ciğer paresi bu kadar acı çekiyordu...
-"Üzülme kızım ben artık gidiyorum "
İşte bu özel muhabbetin sırrı, haneyi yasa boğan haber.. Hz. Fatıma biliyordu bu yolculuğun bir son olmadığını, hangi duygularla bu yolculuğa çıkacağını...onun yokluğu ile insanların nasıl hüzün denizine dalacağına üzülüyordu. O’nun yokluğu ile " bütün gündüzlerin gece olaçağını ". onlar için de ağlıyordu...kimseye nasip olamacak bir babayı, göremeyecek ve onun olmadığı bir toprağı adımlayacak olması idi...
Bir düşünün bir yanda alemlere sevgiyi getiren efendimiz, diğer yanda o sevgi denizinden damlayanla ummana dönüşen bir evlat...
Bu kutlu ocakta yaşanan baba ile kızının diz dize yaşadığı sırlarla dolu an bir daha yaşanmayacak sevgi boyutuydu.
Ama durun ! asıl sevgi şifresi bundan sonra destanlaşacak ki bu sadece baba kız ilişkisi bile bunu çözemeyecekti...
-" Ağlama kızım, herkezden önce bana sen kavuşacaksın "
işte -ölümün müjde olduğu an
Hangi baba kızına yakında öleceksin dese müjde olur ?
Hangi evlat babasından bu haberi aldığında bayram tebriği almış gibi sevinir ?
Biraz önce hüzün renklerinde boğulan Fatıma şimdi sevinçten gülüyor...Bu sırrı kimseye diyemiyor, yüreğinin ulaşılmaz köşesinde vuslat arzusu ile taşıyor...
O babasının kızı
O kadınların efendisi
O babasının annesi
Fatıma Hakkı en iyi anlayanlardan olmasına rağmen Alemlerin sultanı bir babayı kaybetmenin acısını beş buçuk ay beşeri bir evladın temsilcisi oluyor..
Sahabe naklediyor -" Peygamber Efendimizin vefatından sonra Fatıma’nın güldüğünü hiç görmedik, o kadar üzüntülü idi ki, ağzının kenarında bir çizgi oluşmuştu. "
Şimdi bu kutlu ocaktaki sahnemizi tamamlayalım gözümüzde..o zamanlar kız evlatlar gömülüyor diri diri...baba kız ilişkisi yoktu ...Fatıma küçük yaşından itibaren bir çok hadise de babasının yardımına koşmuş, onu savunmak için elinden geleni yapmış, bazende anne şefkati ile sahip çıkmış, o yüzden Resullah s.a.s ona " Ümmü ebiha " ( babasının annesi ) lakabını takmıştır, onu çok öperdi, sürekli gün içinde onu ziyaret ederdi, Nebinin bereket kaynağı idi..o sevgi yolunu buldu günümüze kadar geldi...Tarihte bir numunesi olmayacak şekilde destanlaştı, baba kız sevgisi..
Fatıma’yı sevdim çünki o hayırlı bir evlattı.
Fatıma’yı sevdim çünki o ölümü mujde gibi karşılamıştı.
Fatımayı sevdim çünki o karşılık beklemedi.
Fatıma yı sevdim çünki onda Allah rızasını buldum.
İşte kutlu baba ..işte mubarek kızı
Ben ona aşığım...o ise Hakka