Seni Unutmaya Zamanım Kalmadı.. /15.Ağustos.2013/ Perşembe

Onca yazacaklarım varki; hayatın değer kısmından yakalamaya çalışıyorum.İnsanlara yalan söylemedikleri için teşekkür etmek zorunda kalmak vehametindeyim.
Onların gözlerinin derinine baktığımda bana olan hislerini anlayabilmek tehlikesi herhangi bir ağırlığa sebep olmamakla birlikte,köpeklerin ve çocukların masum bakışlarında kaybolmak,insanları unutmak istiyorum.
Bir aşk asasının bana yaptıklarına bak hele..! Sen mi çabalarsın bir kişiyi unutmak için? Oysa benim unutmak istediğim kişilerin sayısı her gün katlanıyor.
Seni unutmaya zamanım kalmadı..
Aşk ,ilk bakışta oluyor; sonrası saçmalamak,oyalanmak.Biliyorum sen de ilk bakışta aşık olmuştun bana. Oyalanıp duruyorsun bu ara.
Bu gün en sevdiğim sesi kendim çıkartmaya çalışacağım: Mızıka çalacağım. Bir güç yada salakça bir sembol peşinde koşan -idealizmin yazılımını dahi bilmeyen- insanlara kalabalıklarda dil çıkartacağım. Hem mızıka tek başına çalınınca güzel ses verir. Ve ben majör notalar misali içimde kalan son insanlığı havaya üfleyip, minörleri içime çekmekle kalmayıp yutkunacağım.
Her namede bir ses aşina gelecek sana lakin anlayamayacaksın. Hani yüzü gelir aklına da adını bir türlü hatırlayamadığın bir suret nasıl deli eder seni, o tenakuzla kalırsın ya işte tam öyle.Bense her nefeste bir-kaç hüzünlü kadın..Kaç kadın var baktığın yüzümde? Bundan böyle beni hiç şaşırtmayan yaşam, bin bir çeşit suratların eşliğinde arsızca hayatımla tanışan bir adam,babamın yüzü kadar yakın,babamın yüzü kadar tanıdık,bazen kanımdan bir parça ; hatta üç oğlan..
Sol anahtarı benim emrimde, arşa doğru sarkıtırım ayaklarımı ;bilemem beceremem belki de mızıka çalmayı ama olsun yalnızlığımdan sıkılmıyorum ya artık.
Bütün parçalarını birleştirince hayatımın seni de unutmaya zamanım kaldığında,mızıkamla her nağmeyi çalabiliyor olacağım. Yukarıda parçalanan her karemle,sen ;serseri ruhuma verilen cevapsın ya neyse..
Ve artık kirli bir çocuk suratı kadar kolayca temizlenen ruhumla arş-ı alada, la mekanda..