ÖZÜR DİLERİZ

Doğuştan veya daha sonrasında meydana gelen hastalıklar vs. neticesinde fizyolojik, psikolojik veya anatomik rahatsızlığı olan bireylere konulan bu çirkin sıfatı -"engelli"- ilk olarak zihnimden men ediyorum ve bunu canilerin hassasiyeti olarak görüyorum.

Ardından da şunu söylemeliyim ki bunun yerine kullanılacak "özel durumlu birey" ifadesi varken halâ daha aşağılayıcı ithamlarda bulunan insanlar, onların bu rahatsızlıklarından bir kusur ve eksiklik gibi bahsedip kendi özelliklerini mi yüceltme çabasındalar?

Neyse ki bu durumun düzeltilmesi bakımından elini taşın altına koyanlar fazlalaşıyor. Buna duyarlılık olarak da bakılmamalı çünkü bu daha fazlasıdır. Bir görevdir. Bizim sorumluluğumuzdur !

Giydikleri gömleklerin markalarına gösterdikleri hassasiyetin yarısını bile bahsi geçen kelimeyi SÖYLEMEMEK için göstermiyor önde gelenler.

Ve aksine bizim duyarlı(!) bazı uzmanlarımız ve yazarlarımız konu hakkındaki fikirlerini dile getirirken engelli, sakat, özürlü, sınırlı gibi tabirleri kullanmaktan geri durmuyorlar. Bunu şu şekilde ifade edebilirim; bu, birine bir iyilik yapıp sonra bunu onun gözüne sokmaya benzer! Kıymetli özel durumlu bireylerimiz için bir kompleks açılıyor, onların ihtiyaçlarını gidermek, yaşam kalitelerini yükseltmek adına bir şeyler yapılıyor. Fakat bu diğer insanlara anlatılırken "Engelliler için", "Özürlü bireyler için".... gibi ifadeler kullanılıyor. Gerek yazılarda, gerek TV haberlerinde vs.

Tadılan en ufak bir nimette bile özel durumlu bireylerin bizlerden daha fazla hakları vardır. Bakın! Bunu sadece bir kelime olarak görmeyin... "Engelli". Ne ufak kelimeler ne kalpleri kırıyor incitiyor, bilirsiniz. Bir özel durumlu bireyin zatına, vasfına yapılan en ufak bir hareket veya söylenen bir söz, onlar için ya bir mutluluk kaynağı olur ya da derin bir üzüntü kaynağı.

Bu tarz ithamları acımasızca ve gereği kadar düşünmeden kullanan insanlar ya ÖZEL DURUMLU BİREYLERİN bir mutluluğuna vesile olmamış, onların o gözlerindeki sevinci görmemiştir ya da gerçekten kendilerinde bir "engel" vardır, bilmiyorlar.

Konunun derininde aslında ruhları boydan boya kaplayan kanserli bir düşüncesizlik hastalığı vardır. Sana git de bu tarz kardeşlerimiz için hastane yap, bakımlarını üstlen, ihtiyaçlarını gider vs. denmiyor. Sadece kullandığın ve kullandığımız kelimelerin aslında derinlerde nereye vardığına dikkat etmeliyiz. Bazen onlara bir tebessüm bile hayata bağlanmaları için bir sebep olabilir. Kaldı ki biz gücü yüksek kelimelerin oluşturabileceği derin enkazlardan bahsediyoruz.

Senin bir an bile kaldıramayacağın yükü, o değerli insanlar ömürleri boyunca taşımaktadırlar.

Hiç kimse üzerime vazife değil demesin. Evet bu herkesin üzerine bir vazifedir!
Değerli, kutsal, insanı yücelten ulvi bir vazifedir.

Herkes adına, ÖZEL DURUMLU KARDEŞLERİMDEN ben ÖZÜR DİLİYORUM !


Bahattin BERKDİNÇ