Sahur -İftar -Teravih Üçgeni

Sahur vaktinde davullar vurulur,
Gecenin ikisinde sofra kurulur.
Sahur vakti! kalk sofraya buyur,
İnsan kendini sevinçli bulur.

Ocağa dem için konulur çaydanlık.
Gökyüzü yıldızlarla dolu aydınlık,
Hani nerede kaldı zifiri karanlık.
Bak, Sahur ile her yer aydınlık.

İftar vakti oruçlunun sevinme zamanı.
Görmelisin oruçlunun iftarı açtığı anı
Yaratan rızıksız bırakmaz ki her Canı.
Sevin, Şükret çünkü açıyorsun iftarını.

Allah rızası için susuz ve açtık.
Şeytanın vesveselerinden kaçtık.
Şükürler olsun bir iftarı daha açtık,
Güler yüzle etrafa gülücükler saçtık.

Teravih için davetiye gelir camiden,
Yaratan şükür ister bizlerden.
Haz alırız okunan ilahilerden.
Salavatlar dökülür tüm dillerden.

Tüm Müslüman alemi için büyük önem taşıyan on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı içinde bulunmaktayız. Oruç tutmanın farz ve faydalı olduğunu biliriz. Bu ayda sahur kelimesi ile uyanır, sahur kelimesi bizleri bağrına alır, sofrasını o karanlık gecelerde bizlere açar yiyin yiyin der. İnsanı uykunun en tatlı olduğu bu saatlerde davulcular ya da kurduğu ziller kaldırır sahur için. Çünkü Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir su içecek dahi olsak sahura kalkıp sahurun bereketinden faydalanmalıyız. İmsak vaktine kadar bizleri bırakmaz, bizlere iftara kadar yemek yemeyeceğimizden, su içmeyeceğimizden, kötü davranışta bulunmamız gerektiğine dair söz alır gider, yarına kadar bizlerden ayrılır. İftar saatine kadar sabredin der. Elinizi dilinizi, bedeninizi kötü alışkanlıklardan koruyun, yemeyin, içmeyin der.

Havalar sıcak, günler uzun olsa da Yüce Yaratan dayanma ve sabır gücü verir. Allah rızası için iftar vaktine, akşam ezanı vaktine kadar oruç tutulur. İftar vakti oruç tutan kişinin sevinme zamanıdır. Yaratana bir kez daha şükreder. Çünkü oruç tutarak aç kalmış, bir sokum ekmek bulamamış bir bardak soğuk suya hasret kardeşlerinin durumunu daha iyi anlamış, Yüce yaratana bir kez daha şükretmiştir. Gerçekten öyle değil mi? İftar vaktindeki o sevinçli halinizi görüyor gibi oluyor, Allah’a şükrediyoruz.

İftarımızı afiyetle açtık, suyumuzu içtik, yemeklerimizi yedik. Çayımızı yudumlayıp, biraz dinlendikten sonra camiden Teravih namazına buyurun davetiyesi duyuldu. Gündüzümüzü oruç ile geçirdik, gecemizi de teravih ile değerlendirip bu üçgeni tamamlamak gerekmez mi? Birini yapmaz isek Üçgende açıklık meydana gelmez mi? Çok şükür sahur, iftar, teravih üçgenini tamamladık. Darısı bugünkü sahura, yarınki iftara ve teravih namazına…

Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Ramazan ayı, insanlara yol gösteren, hidayetin ve doğruyla eğriyi birbirinden ayırıp açıklayan bir rehber olan Kur-an’ın indirildiği aydır. Ramazan ayı girdiği zaman semanın kapıları açılır, Cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da bağlanır/zincire vurulurlar” (Buhari-Müslim) “Ademoğlunun bütün amelleri, iyilikleri on katından yedi yüz katına kadar kat kat artırılır. Allah azze ve celle şöyle der: ‘Ancak oruç müstesna. Şüphesiz o Benim içindir. Ve mükafatını ancak Ben veririm. Zira o şehvetini ve yiyip içmesini Benim için bırakmıştır.” (Buhari-Müslim)
Allah tuttuğumuz, tutacağımız Ramazan oruçlarını kabul etsin. Bizlere sahur, iftar, teravih kelimeleri ile iç içe yaşamayı nasip etsin

Hasan KAYA
Eğitimci-Şair-Yazar