İçim yanıyor bu günlerde...Nerden başlasam nerden anlatsam bilmiyorum da.Bir zamanlar ortadoğunun Paris’i olan DİYARBAKIR’DAN söz etmek istiyorum...
Bilmem biliyormusunuz ilk Gökdelen Diyarbakır’da yapıldı...Diyarbakır’ın meşhur tatlıcısı tatlıcılar tarafından...Yanıbaşın da ise çok güzel aile çay bahçesi vardı çok çaylarını içtim yıllar önce...
Modern binaları sokakları sinemaları aileleri bütikleri Gel geller...Ziya Gökalp lisesi de Türkiye’nin sayılı liselerinden.Çok öğrenci kazandırdı Üniversitelere...
Ne kavga olurdu ne gürültü herkes birlikte mutlu yaşardı.Bu gün Diyarbakır bizim diyenler dönüpte geriye baksınlar ne gibi katkıları var güzelim Tarihi şehrimize...Diyarbakır’ı ileri değil taaa gerilere götürdüler...
Doğuda ve güney doğuda tarımcılık hayvancılık hepsi yok oldu sayelerinde..Dicle ve Fırat’ın arasında kalan verimli topraklar şimdi ne hallerde.hangi hak ve yüzle sahiplenebiliyorlar topraklarımızı...Ne katkıları var yakıp yıkıp öldürmekten başka soruyorum?
Üstelikte ne vergi ne su parası ödemiyorlar daha tüyü bitmemiş yetimin işçinin memurun talebenin çalışan tüm kesimin haklarını gasp ediyorlar.
Sonrada Diyarbakır bizim KOMİK OLMAYIN BEYLER BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZA GÖZ DİKENLER GEREKEN DERSİ ALIRLAR UYUYORUZ SANMAYIN...
DÖNÜN VİCDANINIZA BİR BAKIN EKMEK YEDİĞİNİZ BU TOPRAKLARA VE İNSANLARA İHANET EDİYORSUNUZ VE KENDİ SONUNUZU KENDİNİZ HAZIRLIYORSUNUZ ÇÜNKÜ SİZİN GİBİLER TARİHTE YOK OLUP GİTMİŞLERDİR...

Canım bugün böyle yazmak istedi sürçü lisan etimse afola..

Saygı ve selamlarımla,

Hülya Gözen