Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
Halistin Kukul
Halistin Kukul

İLK VAZÎFEMİZ : OKUMAK

Yorum

İLK VAZÎFEMİZ : OKUMAK

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

977

Okunma

İLK VAZÎFEMİZ : OKUMAK



27-28 Mart 2013 tarihlerinde, “ İnsan Ve Toplum Açısından Kitabın Önemi “ konulu konferans vermek üzere Çorum Alaca Mehmet Âkif Ersoy Ortaokulu Müdürlüğü’nün dâvetlisi olarak gittiğim, her cihetten güzîde , samimî ve gönül dostu insanların bulunduğu, bu güzel ilçemizde olmanın bahtiyarlığını yaşadım.

Gördüm ki, mes’ele, sâdece ilgili Okul Müdürlüğü’yle sınırlı kalmamış; Belediye Başkanlığı, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, Öğretmenevi Müdürlüğü ve İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü de bu faaliyeti sahiplenmiştir. Bu vesîleyle; birinci gün Alaca İmam Hatip Lisesi öğrencilerine, ikinci gün de, faaliyeti esas tertip eden Mehmet Âkif Ortaokulu öğrencilerine hitap etme fırsatım oldu.

Peşinen şu hususu da ifade etmeliyim ki, gerek talebeliğimden îtibâren ve gerekse üniversite hocalığım ve yazarlık hayatımda en çok ihtimam gösterdiğim husus; fâsılasız bir şekilde “ okuma ve yazma gayreti içersinde bulunmam “ ve “ okuma”nın teşviki ve “ yazmanın” da hem “ keşfi” ve hem de “ teşviki” birinci emelim ve hedefim olmuştur. Bu cihetten baktığımızda, Alaca’daki bu güzel faaliyette, başta Okul Müdür Mustafa Arklan Bey olmak üzere, Türkçe Öğretmeni Durdu Şâhin, Sunucu-Türkçe Öğretmeni Osman Çakır ile bu okulun diğer Türkçe öğretmenlerinin ve öğrencilerinin tebrike ve takdire şâyân çalışmalarını beyan etmek mecbûriyetindeyim.

Konuşma yaptığım her iki okulda da ilginin fazla olması, “ okuma”ya verilen önem bakımından beni fazlasıyla sevindirdi ve ümitlendirdi. Mehmet Âkif Ersoy Ortaokulu’nda bir şeye daha şâhit oldum ki,- belki de bu yazımı yazmamın tek sebebi de budur- öğrenciler arasında, üç sahada yarışma tertip edilmiştir.

Ana başlık “ okuma” olmak üzere; birisi , kompozisyon; diğeri, şiir ve üçüncüsü de en çok kitap okuma olarak düşünülmüştür. Salonda, bu dönem, on-yirmi-otuz kitap okuyanların parmak kaldırmalarını rica ettiğim zaman, hayretler içinde kaldım. Hiçbir öğrenci -neredeyse-otuzdan aşağı kitap okumamış ve birincilik alan öğrenci de-sanıyorum- yüze yakın kitap okumuştur. Hârika değil mi!..Millî eğitimin maksadı da bunu sağlamak ise, daha ne istenilebilir!..

Tabiî ki, buradan bir netîceye varmamız gerekiyor: İyi idâreci ve iyi öğretmen! Mes’elenin de başı/esâsı budur! Millî maârifin temeli, şatafatlı binalar değil; bilgili, çalışkan, millî şuûr sâhibi, sevgi dolu ve bu sevgiyi başkalarıyla irtibatlandırıp paylaşmasını bilen “ öğretmen”dir.

Peki öyleyse; “ Niçin, Türkiye’nin umûmî sistemi içersinde bu “ okuma oranı” Afrika ülkelerinin hizasındadır acaba?” Bu okul böyleyken, diğerleri niçin “yaprak dökümü”ndedirler?

Sakın ha, hiçbir salâhiyetli ve mes’ul makam sâhibi kişi, bu başarı bizimdir, demesin. Bu başarı, sâdece “ ferdî” dir ve Alaca ‘nın “ Mehmet Âkif Ersoy Ortaokulu Müdürlüğü”neâittir. Yoksa; F(ı)ransa’nın 4.500, İngiltere’nin 5.000, İspanya’nın 5.300 ve Almanya’nın 11.500 kütüphânesi olur da, nüfusu yetmişbeş milyona varan Türkiye’deki kütüphâne sayısı 1500’lerde olur muydu?

Yoksa; umûmî başarı olsaydı, sayısı ile övündüğümüz Türkiye üniversitelerinden sâdece bir iki tanesi mi dünya sıralamasında “ilk beşyüze “ girerdi? Bu “yoksa’lar” elbette, çoğaltılabilir!...

Ve bir başka husus daha var ki, en mühimi de budur: Bu çok okuyan ülkeler-maalesef- hıristiyanlığa mensupturlar. Halbuki, biz-elhamdülillah Müslümanız- ve Mukaddes Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de, Allahü teâlâ, bizi, şu emirle de uyarmaktadır: “ ( Her şeyi) yaratan Rabbinin adiyle oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, O keremine nihâyet olmayan Rabbindir. Ki kalemle yazı yazmayı öğreten O’dur. İnsana bilmediği şeyleri O öğretti.” ( Alak, 1,2,3,4,5 )

Şimdi; konuşmam esnâsında, dinleyicilere ve bu gençlerimize de sorduğum bu soruyu umûma teşmil edeyim: “ Peki öyleyse;haklı olarak iftihar ettiğimiz Müslümanlığımızın gereği olarak, niçin, “ en çok okuyan” biz olmuyoruz? Niçin “uyarıldığımız hâlde”, hâlâ uyanmıyor/uyanamıyoruz? Niçin, müsbet faaliyetlerde, hep başkaları önde gidiyor da, biz tâkipçi durumunda bulunuyoruz?

Evet, niçin? Niçin? Niçin?

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede; niçin, okuma oranımız en geri milletlerin seviyesindedir? Bize ne oldu da az okuyoruz, söyler misiniz?Ne oldu? Evet, ne oldu? Noksanımız ne?

“ Okuma”nın birinci hedefi “ bilgi kazanmak”; ikinci hedefi de “ “bilgi üretmek/artırmak/geliştirmek” tir. Medeniyetimizin temeli de budur. Buna devama mecbûruz!

“ Yazma” bahsine henüz geçmedim ve bu yazımın konusu da “ yazma” değildir. Ammâ; okumanın olmadığı yerde, okumaya îtibâr edilmeyen bir muhitte “ yazma”dan ne derecede söz edilebilir ki!

Demek ki, “ millî maârif” ve “ millî kültür” bahsindeki hassasiyetlerimiz yeterince, yerli yerine oturtulamamıştır. Çocuklarımızı, gençlerimizi ve insanımızı “ kuru lâflar” ile oyalamanın ötesine bir adım dahi atamamışız. Her şeyden önce, “ okumanın maksadını/okumaktaki maksadımızı “ îzâh edememişiz ve tahsil hayatları boyunca,-mâzûr görünüz, kaç metre (!) olursa olsun, çünkü ikide bir bu işi senelerin uzatılmasıyla ölçüp değerlendiriyorlar ve işin esâsını gözden uzak tutuyorlar- “ okuma kültürünü/ okuma aşk ve zevkini” hemen hemen hiçbir ferdimize verememişiz.

Bütün mes’ele budur, bundandır.

Bu vesîleyle; tekrar, bana böyle güzel bir imkânı hazırlayan Mehmet Âkif Ortaokulu Müdürü Mustafa Arklan’ı, Türkçe Öğretmeni Durdu Şahin’i ve yaptığım konuşmalarda beni sabırla dinleyen her iki okulun öğrencilerini tebrik ediyorum.

Ayrıca; bu okuma faaliyetine sâhip çıkarak; Alaca’da bulunduğum sürede, çok yakın ilgilerini gördüğüm Belediye Başkanı Muhammet Eyvaz’a’, Belediye Başkan Yardımcısı Secaattin Arklan’a , İlçe Millî Eğitim Müdürü Selçuk Güneş’e, Kütüphâne Müdürü Mehmet Bayrak’a, Av. Şâir Salim Kanat’a, Öğretmenevi Müdürü Kadir Şimşek’e ve İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı Suphi Hamarat’a kalbî teşekkürlerimi sunuyorum.

Son söz, Hazret-i Mevlâna’nın: “ Öğrenilmiş bilgiyi yeter buluyorsun, gözünü, başkasının mumuyla aydınlatmışsın. O da, eğreti mala sahip çıktığını, er olmadığını bilesin diye mumunu, önünden kapıverir. Ama şükreder, çalışırsan, çabalarsan, gam yeme, bunun gibi yüzlercesi verilir sana.”

M. Halistin KUKUL

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İlk vazîfemiz : okumak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İlk vazîfemiz : okumak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İLK VAZÎFEMİZ : OKUMAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
kadiryeter
kadiryeter, @kadiryeter
15.6.2013 22:10:40

Deniz Kânunu'nda % sıfır olan Katma Değer Vergisi(KDV), değil teşvik; kitap satış fiyatı üzerinden % 18 olması dikkâte değer bir çelişki değil midir?.

Ustama Saygımla Selâm ederim.

kadiryeter
15.6.2013

w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=117270
Halistin Kukul M. Halistin KUKUL
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL