Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye Nasihati

(Değiştiriyorum, günümüze uyarlıyorum: Oruç Baba’nın Bir Siyasetçiye Nasihati!)

“Ey Oğul!

Beysin! Bundan sonra, öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.."



Oruç Baba o siyasetçiye kendi sözleriyle de şöyle sesleniyor:

Kötü oyucuyu basit seyirci, kötü politikacıyı da cahil seçmen alkışlar.

Seni dinleyecek çok kişi buldun diye sevinme, çünkü dinleyenlerin acaba kaçı seni anladı bilemezsin!

Kalbi mühürlü olanın ağzından; ağzı mühürlü olanın da kalbinden çıkanlara çok dikkat etmeli.

İktidarın zulmü, yönetimin zafiyetine işarettir.

Hiçbir ulus, başka bir ulus için özgürlük mücadelesi vermez.

Yalan bombası, gerçeğin heykelini yıkamaz.

Adaletsiz kişi, vicdan mahkemesinde yargılanmaktan kendini kurtaramaz.

Küresel kapitalizmin amacı, hem metalden hem de et ve kemikten oluşan robotlar üretmektir.



-Umarım ne demek istediğimi anlamışsındır!

-Anladıysan önce "çapulcu" dediğin sonra ise "vandal" olmakla suçladığın insanlardan özür dilersin!

-Sonra ülkemin insanı olup sana oy vermeyen %50’lik kesime "İstanbul burada, Çapulcular nerede? Yol ver gidelim Taksim’i ezelim!" diyen taraftarlarının ağzının payını verirsin.

- Son olarak şunu da belirteyim ki Akif’in "Biri ecdadıma saldırırsa boğarım, boğamazsam da yanımdan kovarım…" sözünün söylenmesi gereken yer ve zaman sanırım orası değildi!

Tencereci Oruç Baba (Kısaca TOBA da diyebilirsiniz)