Burası ne kadar karanlık bir yermiş de haberim yokmuş. Dışarıdan gelen seslere dikkatimi verirsem neler olduğunu belki anlarım. Kulağımı iyice kabartayım, işte oldu. Bir de kendi gözlerimle görebilseydim bu sevinç çığlıkları atan varlıkları.Biri kızım olacakmış diyor, öbürü ona çok mutlu olduğunu, dualarının kabul edildiğini söylüyor.

Artık daha fazla dayanamayacağım bu daracık yerde, karnım da bir acıktı ki. Yemek servisinde gecikmeler yaşanıyor. Misafirhâne sahibini kime şikâyet etmeliyim bir bilebilsem. Kapıya vuruyorum ne zamandır, açmaya gelen yok. Son bir gayretle tekme atarsam meramım anlaşılır herhalde.

Bakın burada bir koridor varmış, geçerken bir yerim incinmez umarım. Şöyle başımı uzatayım, kollarımı iyice büzeyim ki ilerlemek kolay olsun. Eldivenli, maskeli ablalar beni karşıladı yolun sonunda. Kucaklarına alıp müjde müjde diye bağırdılar.

Burada herkes birini mi bekliyordu anlamadım, ne bu neşe. Biliyor musunuz size çok kızdım beni unuttunuz o daracık yerde, siz kocaman, ışıklı bir yer bulmuşsunuz. Rahatsınız tabi. Bir taneciğinizi çağırmak aklınıza gelmedi değil mi, aşk olsun yani

Her şeye rağmen incinmemden korkar gibi kollarının arasına alıp besleyen bu şefkat yumacığını çok sevdim ama. Ona kızarsam ayıp olur. Bu evden ayrılıp başka bir eve geldik. Gelirken yürüyen ve gürültü çıkaran bir yatağa bindik. Sonra evine hoş geldin kızım dedi kalın bir ses.

Yatağın kapısı açıldı, benden biraz daha uzun bir çocuk ayaklarımdan çekiştirdi kızarak. Ne var ki kızacak yoksa onu da daracık bir yerde mi unutmuşlar. Telaşlanmayın şimdi onu teselli ederim. Ama ben konuşmaya başlayınca neden panik olup susturmaya uğraşıyorsunuz bilmem ki. Bir şey anlatmaya çalışıyoruz burada. Kime diyorum ben.

Bu evde hep küçük çocuk muamelesi görüyorum. Agucuk bugucuk gibi garip kelimelerle sesleniyorlar bana, bir de altıma bir şey bağladılar. Arada değiştiriyorlar yenisiyle, tuvaletin yerini gösterseniz kendim hallederdim. Zahmet oluyor şefkat yumağıma.Bu arada çok kötü bir koku yayıldı ortalığa, yine aynı şey oldu utanıyorum ama. Fazla açmadan temizlerseniz memnun olurum doğrusu.

Çok konuşursam ağzıma plastik bir şey tıkıyorlar. Tatsız tuzsuz, emiyorum olmuyor, fırlatıp atıyorum bu sefer yeniden tepiyorlar. Bir türlü ısınamadım susturucuya anlayacağınız.

Yemeğimi yerken bulduğum rahat başka yerde yok. Neden diye sorarsanız yumuşacık bir koltuk,tatlı bir ses, ve inanılmaz güzellikteki o koku. Hangi parfümü kullanıyor acaba, ben de alayım ayaklandığım zaman.

Öteki çocuk ona anne diyor, öyleyse ben de anne derim olur, biter. Acaba hangimizi çok seviyor, kulağıma fısıldarsa kurtulurum meraktan. İsterse beni azıcık sevsin, hiç yanımızdan gitmesin olmaz mı?