Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Selahattin YETGİN
Selahattin YETGİN

Aşk Yangını Var Dudağımda

Yorum

Aşk Yangını Var Dudağımda

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

852

Okunma

Okuduğunuz yazı 18.5.2013 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Aşk Yangını Var Dudağımda

Aşk Yangını Var Dudağımda


Hüzünlerin sarı odalarında umarsız masalların kitaplarını okuyorum
Serüvenler sürdüm dudaklarıma, aşkın yeşil ovalarından geçiyorum
Yangınlar büyüyor ruhumda, sarhoş nidalarla kendimi avutuyorum
Sevinçlerin denizlerine ay düşmüş, ben yakamozlarla sevişiyorum

Hercai düşünüşlerin kutup yıldızına uzattıkça bizler avuçlarımızı kayıp bir dest/anın iç sesi vurur kıyılarımıza, derin bir ırmak alabora olmuş aşkları s/aklarken koynunda. Oysa ardından baktığımız, hıçkırıklara boğulduğumuz sevda sızılarının yangınları yamandır, bütün düşlerin yanakları al al olunca içimizdeki o al/az şarkılar kanayan bir düş yumağıdır. Tutuşur gönlümüz, göğsümüzdeki enginlere sıçrar yaşayamadıklarımız ve dudaklarımızdaki titreyişler kaybolan anların sarhoş nidaları gibidir.

Hüzün makaralarıyla inerken arzın derinlerine bir masal artığına süreriz avuçlarımızı, isyankâr gecelerde yüzümüzü ayın şavkından gizlemek için. Çetrefil sancıların düğümleri geçmez boğazımızdan, onulmaz dertlerin bitap ağrıları yakarken genzimizi. Çığlık demini beklerken hüzün gemini gever ve ağıtlar yüreğimizin sarı odalarında çırılçıplaklığa dalar.

Uçurulmamış sevinçlerimizin kaydı silik raflarında bir tutam yalnızlık tabakası birikir gün kırığı saçlarımızda. Kırılan her düşün yansıması önce denizleri arar, yakamoza sevdalı âşıkların nasırlı avuçlarında. Hep o yangını dudaklarımız içmez ve her yangın yüreğimizdeki delirmiş sözcükleri aşamaz. Her hattıyla bizim olan ve sınırlarını iç çekişlerle belirlediğimiz bir yaşam penceresidir hayat, rüzgâr sokulur arada bir varlığımıza ve düşler ekeriz muştularla aşkın tarlalarına.

Oysa bedeli yaşamla ve özlemle çizilmiş tüm haritaların rotasında mutluluk vardır, gecelerin küreklerine tutunarak, avuçlarımızdaki gelgitlerle mutlanarak ve dudağımızdaki inleyiş türkülerine yaslanarak bir çığlık olup büyürüz hayata. Dilimizdeki o sevda mırıltısını asla terk etmeyerek. Bir sual yumağından kendimize en iyi rengi seçmek, sonrasında doyumsuz bir yolculuğa bırakmak gönlünü. Çok sesli bir vurdum duymazlığın dalgasındaki hüzün gibi. Çığlık olmak kendi içinde ve seslenmek yine kendi derinliklerine.

Gövdemizin katmerli yamaçlarına üşüşen bir dağ soluğudur gölgemizi önümüze düşüren. Hep ardımızdaki yasak mevsimlerin ılıman anlarını hayallere çizeriz, kırık yakarışların dudaklarından damlarken fısıltı gibi yaşamak. Hasret ölüm olur, tükenişlerin damağındaki sır içimizdeki lirik acı olur. En büyük zamanların prangalı avuçlarından sağarak düşeriz bir gün bir menzilin gölgesine, adımız koyu şafaklara asılır. Titrek bir aleve yürürüz gönlümüzdeki hicran masallarıyla, özlemden kavrulmuş avuçlarımıza kim bilir aşkın kınaları yakılır.

Hep o yorgun limanların iyot kokan kayalıklarında bekleriz yüreğimizin kırık nidalarını. Hep dargın bir ömür pasını siler ellerimiz dudaklarımızdan. Ayın gölgesi soğuktur oysa biz ılıman ülkelerin bakir adalarını yürek haritamızda saklar iken. Alışkanlığımız olur sonra pulsuz mektuplar, ’gelecek-gelmeyecek’ fallarına kapılır aklımız, içsel heveslerimize söz geçmez olur ve sahiplenmek istediğimiz her söz eninde sonunda şiirimiz olur.

Kanatlı düşlerimizin prangaları sevişlerinde bir tadımlık fallar atarız dilimize, şekerpare sevinçlerin fırtınalarında ısınmak için. Kırık bir saz olur yaşam ellerimizde, üşür damağımız, söz bulamazken biz türkülerimize. Yangın duvarı aşar ve gönül dünleri okşar, mırıltılı bir sessizlikle akarken canımızdan kopan bebek masumiyetindeki gülüşlere.

Rüzgâr masallarının özlendiği en iyi vakit, ruhumuzun harman mevsimlerine bileylendiği andır. Yıkık bir duvara vererek bedenimizi iç sızılarımızı bağlarız martıların kanatlarına, uzak diyarların pastillerini dilimizle eritirken. Gün döner, vakit aydınlıkla vedalaşarak karanlığı öper ve biz bir şiirin irininden yudumladığımız özlerle bir özlemin buruk gülümseyişlerini içeriz sevgi kadehimizden.

En onulmaz anlarda bir yolculuk turuna bağlıyorum bu yüreğin halatlarını, uçarı rüzgârların sırtına tutunarak. Kelimeler sıkışık bir ömrün içinden süzülerek arşa değiyor, ben ruhların gözyaşlarını biriktiriyorum. Her mevsim bir başka hazan sürüklenişi aslında, sürüklenmemek için ve düş dalgalarından düşmemek için önce ben sızıyorum derine, cemrelerden önce düşmek için bu emsalsiz küreye.

Dilimizin kaygan zeminlerine ışık düşer sevdanın ismini hecelediğimizde. Kıpır kıpır büyüyen bir hüzünle kol kola yürürken, gecenin atardamar nöbetlerinde mendilimizi gizlerken dünler ay düşer şiirlerin üzerine, yaprak dala sarılır, dal gövdeye. Koynumuzdaki hüzün ihtilallerinde tarumar bir esintidir güz gülüşleri, bakışlarımızla uzakları izler, yankımızın derin sularından inadına özlemi içeriz.

Selahattin YETGİN

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aşk yangını var dudağımda Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aşk yangını var dudağımda yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aşk Yangını Var Dudağımda yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
direniş
direniş, @direnis
19.5.2013 14:47:25
Yürekten kutlarım... Yazı diliniz mükemmel

Okudukça duygularımız bizi alıp götürüyor

sağolasın üstadım

selamlarımla... uzaklardan....
nene hatun
nene hatun, @nenehatun
19.5.2013 11:49:32
Ben bu yazım tarzına ve ifadelere aşina olduğumu farkederek yazının sonuna vardım evet faceden hatırladığım ve okuduğum bir değerli isim çıktı karşıma

Her zaman ki güzelliğinde bir anlatım keyifle okundu teşekkürler tebrikler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL