hayrettin taylan


Her aşkın ilk başta akan şelaleleri vardır, yüksekten akar, sevindirir, uçurur, derin anlara kadar ıslatır.
-İçimizdeki dev kazan büyüdükçe başka coğrafi şekiller oluşur.
Aslında aşk da bir geoittir.
-Dumur bekleyişin ve zamansız çılgınlıkların şekilsizliğinden çıkar, bizi şekilli amaçların yoluna atar.
-Aşk başlar, yol başlar uzamaya. Aşk bitse de yollar bitmez.
Mecnun’un ,Ferhat’ın,’ Juliet’in ,Memo’nun çizdiği yolların tozlarını alır aşıklar.Bazen onlardan da büyük aşk yaşar ,bazen gölgesinde biter aşk.

Vefayla kalakalış olmuş melodisi bizi hep kanatarak bekletir.
Hani belki bir gün gelir,döner,söner umutsuzluk.
.
-Sorularla kendimizde açtığımız içsel mağarada saklanırız, en güzel özlemlerimiz sarkıt-dikit olur . Akar damla damla sular özlem gölecimize.
Beklemekten sıkıldığımızın anların her milimine mazi olmak için çırpınır dururuz.
Hep yeniden özlemeye koştuğumuz , yaşanmışlığın durulanmış duruşunda kalırız. Herkes kendi barajını kurar aslında.
-Herkesin karşı cinse vereceği farklı bir enerjisi vardır.Elektriğiniz aslında duruşunuzdan üretilir.
-Yel olup inceliğin süzgecinden geçmek gerek.
- Ki dünya ince hesapların ekseninde döner. Ay ve aşk olmasa da döner . Ama onun aşkı azizeyedir, beyaz dünyayadır.
-Yaşanmışlığın esnek kanatlarını yapmak gerek ki hep uzlaşmanın kültüründedir başarı.
-Sol yanımızın fırtına kadar tesiri varsa yaşayacaklarımıza yel değirmeni olmaya gerek var mı ki .
-Yediverenlerin kırk bir yerinden açtığı kırk haramiler menziline varılamamış hiçbir şey olmasın.
-Hayat masal ile asal arasındaki saldır.
-Binsek de binmesek de devam eder.

-Koşulsuz bir gidişatın labirentlerinde yuvarlanarak hali hazıra hazır olmanın dertsizliği bilinçliliktir.
-Gönlümüzün yosunlarında göremediğimiz, yaşatamadığımız nice duyguyu yaşanırlığın seline vermek gerek.
-Herkesin üstü örtülmüş yaraları vardır, siz şimdi yeni bir aşka başladıysanız bu üstünü örtemeyeceğiniz nice yaranın aynasında taranmaktır, hislerin bulvarında sislere üvey olmaktır.
-Gecikmiş sevgi ikliminde hep yaz olmaz, hep naz olmaz , hep hazan olmaz.

-Siz gizil bir kopuşun tanımsız adresinde bilineni emiyorsunuz ruhunuzun aç dudaklarıyla.
-Alabora olmuş bir gidişin düşlerini gerçeğe ayıklıyorsunuz.
-Yokluğun tesellisinde teslim oluyorsunuz , biçare tutkunun ödevinde .
-Yarın ödevden de daha büyük bir defterdir, kitabınız, kaleminiz, silginiz, süngeriniz yanınızda olsun. Ödev biter, aşk biter, unutulmaz yaralar asla bitmez.

Ve beni seven yüreğin sonrasısıyım ben, ömrümü ütülüyen gerçeğin salında salına salına geliver gayrı