Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
osman öcal
osman öcal

3 Mayıs'a Nasıl Bakmalıyız?

Yorum

3 Mayıs'a Nasıl Bakmalıyız?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

504

Okunma

3 Mayıs'a Nasıl Bakmalıyız?

3 Mayıs’ı önemseyenler bu önemli ve anlamlı güne nasıl bakmalı? Gerek basın yayın organlarında gerek bu gün ile ilgili yapılan etkinliklerde, gerek konu ile ilgili yazılan makalelerde, gerek sanal ortamlardaki paylaşımlarda farklı bakış açılarını ve Milliyetçiler Günü, Türkçüler Günü, Türkçülük Günü, Türkçülük Bayramı gibi farklı isimlendirmelerin olduğunu görüyoruz.

Yine, bir anma günü müdür yoksa bir bayram mıdır; kutlanmalı mıdır, bir matem havasına mı girilmelidir? Gibi sorulara yanıt aramadan önce şunu belirtmeliyim hemen. İster bayram ister anma günü olarak algılayan veya belirten herkesin günü önemsediğinden ötürü farklı bakış açıları da olsa aslında aynı düşünce etrafında birleştiğini de belirtmemiz gerekiyor.

Türk milleti olarak kutladığımız gerek dini gerek milli bayramlarımız, gün ve anma günlerimizin tek bir adı var. Bunun en önemli sebebi bahsi geçen bayram, gün ve anma günlerinin devlet ve kurumları tarafından resmi olarak kabul görmesinden kaynaklanmaktadır.

3 Mayıs’ın ise sadece Türkçülük fikriyatını benimsemiş kişi ve sivil toplum örgütleri tarafından benimsenmiş olmasından ötürüdür ki farklı isimlendirmeler yapılmaktadır. Gönlümüzde yatanın ne olduğuna bakılmaksızın birlik, beraberlik ve daha geniş kitleleri kapsaması açısından en azından tek isim konusunda bir anlaşmaya varılabilmelidir düşüncesindeyim.

Doğru ismin seçimi ve günün anlamın ne olduğunun doğru tespiti için 3 Mayıs’ta nelerin olduğuna ve günün en önemli kahramanı tarafından nasıl adlandırıldığına kısaca bakmakta yarar var.

Nihal Atsız Beyin zamanın başbakanı Şükrü Saraçoğlu’na yazdığı açık mektuplardan dolayı o günün tanınmış marksisti Sabahattin Ali’nin Atsız Bey hakkında açtığı davanın Ankara’da görülmesi esnasında Türkçü düşünceye sahip çoğunluğu üniversiteli ve liseli öğrenci olan birkaç bin kişinin sokağa inip eylemler yapması ve akabinde Nihal Atsız Bey ile çok sayıda Türkçü milliyetçi gencin tutuklanması söz konusu olmuştur. Arkasından ‘Irkçılık’ ve ‘Turancılık’ davasıyla ağır işkenceler ve cezalar…

Bu kısa açıklamadan şu sonuçları çıkarmak mümkündür. 3 Mayıs 1944 tarihi Türkçülük için bir dönüm noktası olmuş ve düşünceden harekete geçerek uyuşturulmuş olan milletin de uyanışına vesile olmuştur. O günün şartlarında bunu yapabilmek Türkçülük fikriyatı açısından bir şahlanışın başlangıcı olduğundan dolayı bir kut havası, bir bayram havası vermektedir.

Diğer taraftan unutulmayacak işkence ve acıların başlangıcına da vesile olmuş ve çok sayıda Türkçü cezalandırılmıştır. Bu yönü ise bayram havasını gölgelemektedir.

Bu iki husus üzerinden hareketle Milliyetçiler Günü diyemeyiz, çünkü gayri Türklerin de milliyetçi unsurları olduğunu düşünmemiz gerekir.

Türkçülük hareketinin bir diriliş, bir uyarış günü için bir yas tutamayacağımıza göre unutulmaz işkenceler ve acı hatıralarından dolayı bayram da diyemeyiz.

Hem günün olaylarını hem o günün Türkçü kahramanlarını şerefle anma, acılarını yüreğimizde hissetme hem de Türkçülük fikriyatının düşünceden harekete geçerek şahlanışını kutlama açısından bakarak bir orta yol olarak ‘Türkçüler Günü’ olarak adlandırabiliriz.

İlk olarak 3 Mayıs 1945’te Tophane’deki askeri cezaevinde bir masa etrafında çay içilerek kutlanan ve ‘3 Mayıs bizim günümüzdür’ diyen Atsız Bey bu gün için ne demiş bir de ona bakalım: ‘Bundan sonra 3 Mayıs Türkçülerin günüdür. Ona bir bayram diyemeyeceğiz. Çünkü yıllarca süren büyük ızdırabımız o gün başlamıştır. Ona bir matem demek de kabil değildir. Çünkü bunca sıkıntıların arasında bize büyük bir imtihan vermek, yürekliyle yüreksizi er meydanında denemek, yahşi ile yamanı ayırmak fırsatını vermiştir. O güne kadar tehlikelerden gafil bir çocuk toyluğu ile yürüyen Türkçülük 3 Mayıs’ta gafletten ayrılmış, maskelerin arkasındaki iğrenç yüzleri görmüş, can düşmanlarını tanımış, dost sandığı hainleri ayırt etmiş, hayalin yumuşak bulutlarından gerçeğin sert topraklarına düşmüştür. Böyle sağlam bir sonuca varmak için çekilen bunca sıkıntılar boşa gitmiş sayılmaz. Bundan dolayı biz 3 Mayıs’a Türkçülerin günü deyip çıkıyoruz.’

3 Mayıs Türkçüler Günümüz kutlu olsun, tüm Türk milletine kut getirsin.

Osman Öcal


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
3 mayıs'a nasıl bakmalıyız? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 3 mayıs'a nasıl bakmalıyız? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
3 Mayıs'a Nasıl Bakmalıyız? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL