Selam can.
Gecenin sessizliğini, verdiğin ışığınla aydınlatıyorum.
Bugün çok güzel bir ödelle beni ödüllendirdin. Teşekkür ederim can. Sana biraz daha yakın olmanın güzelliğini verdiğin için.
Sen ki içindeki hiçbir sesi dinlemedin, beni hiç dinlemezsin. Dönüp de bakan ölülerine, hayatta olanların kıymetini bilmeyenlerdir. Yeryüzüne birlikte inip, ölümün o ak kanatlı burağa bininceye dek… bir birinizin sevin der, tanrısal alemin rüzgarları aranızda essin diye. Bırakın yüreklerinizi sahillerin arasındaki gel gitlere. Her medcezirin aya olan bir aşk şarkısı vardır. Onu dinleyin derim. Bakma okyanusların suskun ve dilsiz çığlıklarına. Dalgalarının, fırtınalarının aya olan aşkından olduğunu bilmeyenlerden olma. Ne kadar büyük bir saçmalığın aşkı ki okyanus ay için çırpınıp durmakta. Oysa ayın yüreği dünyaya bakan,dünya ile bütünleşmiş, etrafında pervane olan bir yürektir. Ah okyanusun kalbi, nasıl tahammül edersin bin yıllarca bunu her gün duymaktan…her çalgının verdiği şarkı aynı olsa bile, her telin verdiği ses ayrıdır can. Her şarkının mırıldandığı aşk aynı olsa bile, her yüreğin onu tutması ayrıdır. Bakma ölülere, onlar artık her şeyi söyleyebilen toprağa mırıldanırlar. Akıllılar; ölüler konuşmaz der, benim gibi deliler konuşur hep onlarla…Biz ki beton olmuş bu sesi duyamayız. Sanki seninle bir tapınak gibiyiz, sutunlarımız ayrı yerlerde. Ama ayakta o aşkı tutan yine biziz. Kavuşursak yıkarmıyız dersin kurduğumuz bu aşk mabedini..ne selvi meşenin, nede meşe selvinin gölgesinde yetişir. Biz seninle bir olsakta ayrı yerlerde, ayrı yükün taşıyıcısı olan birer sutun gibiyiz, bir günlük ömtü olan birer kelebek gibiyiz. Mabedi tutan biziz, ayakta olsamısnı sağlayan biziz. Sen ki, yüreğini hiç dinlemedin ki beni dinleyesin. Acı harcıyla sıvadığım yüreğime uzak dur derim. Ben sevgi ve aşkla bezenmiş bir yüreğin güzellikleriyle geliyorum. Kimse yaktığı ağıtlarını duymaz,sağır dilsiz derim. “Allah”a yakarıp, inancımızla cehennemi söndürmeye çalışırken. Yüreğimizdeki cennette kimi aldık ki, onu dileyelim. Beni yüreğine al ki, varmak istediğin cennetin yolu açılsın. Ben seni yüreğimdeki cennete aldım, hiç günahlarını sorgulamadan,severek,sayarak,en güzel yanımla sana bakarak. Bir hırsızın sürüden çaldığı bir koyunla bir akşam yemeğinin ziyafetine gidersin. Oysa sabahından hiçbir tadı kalmayacak anlara ne kadar düşkünüz. Ahh can, sen dilimi anlayan,konuştuğumu bilensin. Kızıl denizi ikiye ayırıp açsam önünde bile hayranlığınla bakar. Ama yinede denizime girmeye cesaret edemezsin. Sen hiç yüreğini dinlemedin ki beni dinleyesin. Sen ki; “Allah”ın ne dediğini bilip, gittiği yolu binlesin. Korkarsın kendinden olmayan herkesten. Oysa herkesin de senden olduğunu bilmezsin. İbrahim olup kendisine gönderilen kurbanı pazarda satanları da bilirim. Tanrıya yakarıp putların önünde dik duranları da… sen ki; aşk adına seslendiğim hiçbir sesime kulak vermedin, güzel bir müsiki gibi dinleyip, hoşnut olmaya çalıştın. Hadi bugün hiç olmazsa dinle beni, dinlet yüreğine aşkın sesini.. artık ne tereddütle,nede kararsızlıkla, tüm kararlılığımla.
Seninle ve sevginle sonsuza dek diyorum.
Sadece gülümse..