Kendi alanımda bir çok şehir bir çok yöre bir çok devlet gezdim ama bu farkı pek önemsememiştim,bundan bir kaç gün öncesinde ilgimi çeken bir olayla kaşılaştım
komşu şehir bildiğimiz büyük şehire yolculuğum oldu iki gün orada kaldım ve inanın
bu farkı gözetlerken her hangi bir kasıt yada tarafları üzme,kırma rencide etme gibi
bir gayretim olamaz öncelikle böyle bir şey olacaksa kıracağım her insandan binlerce
özür etmeyi kendime borç bilirim.
ama küçük şehir büyük şehir farkı görülmeyecek kadar da değil hani
bu farkı gözetlerken büyük şehir olmak ne kadar avantajsa dezavantajıda var.
fakat ben bunun burasında değilim gördüklerim kültür yönüyle ilgili şeylerle bağlantılı
ve inanın küçük şehir insanı olarak utandım,sıkıldım,birazda imrendim.
neydi beni bu kadar sıkan şey derseniz?şehri kullnamamanın acısını hissettim.
misafir kaldığım o şehirde sıkılıp bir az hava alayım dedim ve ilk aklıma gelen yer tabi ki
şehir parkıydı kendi şehir parkıyla kıyasladığımda gözle görülür farkı görebildim.
orada insanlar daha duyarlı daha bilinçli daha olması gereken gibi kullanmasını biliyor.
ve aklıma park anlayışını tasarlıyanlar hangi anlayışla hangi mantıkla ve nasıl bir zihniyetle
böyle düşünüldüğü geldi tabi her kimse onu candan yürekten kutlarım.park bir huzur bir
dinlenme yeriyse eğer onu kullanabilmek önemli şehircilik budur.
bu komşu kent olan şehir parkında otururken kendimi rahat kendimi huzurlu gördüysem
oradaki yetkilileri kutlamakta bana düşer helal olsun diğeceğim.
bizdekine gelince her üç,beş metrede izmarit çöp kutusunu göremiyecek kadar hala
sağa sola izmaritlerimizi atıyor kirletiyorsak bu bizim ayıbımız değil mi?
büyük şehirde olan fark güvenlik sayısının çokluğuydu insanlara yanlış yaptırmıyorlar
bizde kinde bu yok herkes dilediğini yapıyor buda hor kullanılmasına neden oluyor
işte fark bu oysa parkı düşünüp tasarlıyanlar insanların huzurunu sağlamak için düşünülmüş.ve her yaş gurubunun geldiği uğrak yeridir.
çocuklar oynamaya gençler aşkını yaşamaya orta gurup stres atmaya yaşlılar dinlenmeğe
geldiğini bilmeli hissetmeli diye düşünürüm ben.
dört saata yakın bir zaman nasıl geçti bilemedim o büyük şehir parkını bu hale getirenleri
gönülden kutluyorum.olması gereken gibi olmuş.
bizim şehir parkına gelince TÜRKÜYE DE sayılı parklar arasında olmasına rağmen böylesine
hor kullanılmasını ben kültüre bağlıyorum ve dolayısıyla belediye yönetimini suçluyorum
anlamıyorsalar anlatacak dilden konuşulmalıdır.milli servet değer bilinmeli
20 gün önceydi eşimle torunumuzu yanımıza aldık parkı geziyoruz dinlenme amaçlı bir
masada oturalım dedik oldukça iyi düşünülmüş mermer masa tahta banknot burası insanların rahat oturabileceği düşünülmüş ama keşke oturmaz olaydım.
masayı kara tahtaya çevirmişler.önce şiirmi?yazmışlar acaba diye düşündüm.
okuduğumda tüylerim diken diken oldu yanımda eşim okumasın diye acele acele sileyim
dedim beni gören üç yaşındaki torunum
dede ne yapıyorsun dedi
ona verecek cevabım yoktu ne diyecektim neyi söyleyecektim hangi ayıbı izah edebilirdim
tabi bunları burada yazan her kimse yazdıklarından öyle anlaşılyor ki
buranın yerlisi değil buraya hangi amaçla geldiyse bilemiyorum ona yanıt veripte
seviyesine düşmek istemiyorum ama mutlaka buranın suyunu içmiş yemeğini yemiştir
buradan ona helalde etmiyorum zehir zıkkımda diyemiyorum.
nedeni çünkü ben insan oğluyum bu işin bir yanıdır aslında ama büyük şehir anlayışı
olsaydı ve korunsaydı adam akıllı bu güzellikler böylesine kullanılmıyacaktı
bu tarihi ağaçların kabukları sıyrılıp kimse aşkını ilan etmiyecekti oralarda
onu tıpkı büyük şehir gibi koruyabilseydik insanları eğite eğite buralara getirirdik
anılarıma öyle bir şey yazıpta kırdıysam birilerini affım ola özürümü kabul edin

BANA AİT OLAN BAZI İNCİLERİM
DOSTSAN KANITLA ONU BANA YÜREĞİMİ VEREYİM SANA
SALAHATTİN TOPUZ 26-04-2013