HAYVANLAR ALEMİ
Hayvanat bahçesinde kafesin arkasındaki maymun Recep ile çita Hamdi konuşmaktadır. Recep’in elinde çekirdek poşeti, Hamdi mayışmış durumda:
Recep: Oğlum Hamdi, len kaç kere diyecem şu bizim Ahmet’e len, girişte insan bir kimlik kontrolü yapar insan. Şunun tipine bak, bak (gülerler) kimliğini gösterse bunu bizim eşek Yaşar’ın kafese koyarlar… Bak bir de sigarasını yere atıyor hayvan.
Hamdi: Sen şu yandaki öküze bak! Kendini otlakta zannediyor herhalde, yassak yassak çimenlere basmak görmüyon mu, süs onlar süs… Salak, kaybolmuş gibi elindeki bilete bakıyor. Bak birader buradan düz git, güvenliği geçince sağdan üçüncü kafes, kime sorsan gösterir. Sen nereye daldın Recep?
Recep: Hişşt…Sessiz ol, çok heyecanlı egzotik komedi seyrediyom.
Hamdi: Aha oğlum bu seninki değil mi? (Süslü püslü orta yaşlı bir kadın kafese doğru yaklaşmaktadır.)
Recep: Hani? Allah kahretsin! Oğlum bu kadın dadandı len bana, her hafta ziyaretime geliyor.
Hamdi: İyi ya işte, belki kadın seni evlat edinmek istiyordur, fena mı olur her gün sana muz yedirir…
Recep: Dalga geçme ya geçenlerde yine gelmiş ille muz verecek bana aklı sıra. Verme diyorum, kendimi oradan oraya atıyorum anlamıyor, rezil oldum tüm arkadaşlara o hafta. Herkes muzcu Recep diye dalga geçti. Benim de itibarım var hayvanlar arasında…
Hamdi: Benim muzum da iyidir ha…
Recep: Hamdiii!
Kadın: Ay canım ya şuna bak, ay ay ay, ne tatlı şeysin sen… Agugugugu…gugugu
Recep: Ingaa…ıngaa… Beni de tribe soktu, neyi seviyon ya sen agugugu ne ya! Hem bırak beni çıplağım yeni duş aldım özel hayata biraz saygı ya. Hayvana psikolojik şiddet uygulanıyor, uaaaa. Kadına kıçımı dönüyom yine kaçmıyor. Hamdi kurtar beni.
Kadın: Ay canım benim, bak beni görünce nasıl sevindi.
Recep: Git başımdan…
Hamdi: Hehehe… Abla sen bırak onu nankördür o, gel sen beni sev, televizyon var mı? Geçenlerde Yaşar’ı çiftleşirken çekip belgesel yapmışsınız… Fiyatta anlaşırsak ben de soyunurum sanat için ben soyunurum…
Recep: Çıplaksın len zaten nereye soyunuyon?
Hamdi: Lafın gelişi abi.
Kadın: Bak anne sana ne getirmiş, diğer hayvanlar görmesin ama (çantasından muz çıkarır) ceee…. Ne getirmiş anne muz getirmiş, gel bakayım buraya ham yap bakayım hammm…
Güvenlik gelir.
Güvenlik: Hanımefendi, ne yapıyorsunuz? Bakın burada ne yazıyor, dikkat edin kaygan olabilir…Yok bu değil, elinize sahip çıkın. Yok bu da değil… he … Bakın, hayvanlara yem atmayın yazıyor.
Kadın: Yem değil ki bu muz…
Güvenlik: Hanımefendi zorluk çıkartmayın lütfen, bunların yeme falan ihtiyacı yok. Biz her şeylerini temin ediyoruz, bakın içeride banyosu tuvaleti var. Arka tarafı havuzda güneşlenen kutup ayılarına bakıyor, sol tarafta inşaat maymunları var.
Kadın: Her türlü konfor var yani?
Güvenlik: Fazlasıyla efendim fazlasıyla… Bakın şu ileride bir kulübe var görüyor musunuz?
Kadın: Ha … Şurası mı? Orasını ben tuvalet sanmıştım.
Güvenlik: Evet anca bok yapılacak yerde kalıyorum işte göt kadar.
Kadın: Aaa… çok üzüldüm ya…
Güvenlik: Maalesf çok kötü şartlarda çalışıyorum, tüm gün kulübede gelen geçene bakıyorum.
Recep: Gelen geçeni kesiyorum desene…
Güvenlik: Televizyonum da sadece belgesel kanalı çekiyor.
Recep: Özellikle kadın belgeseli… Kadın uzuvları üzerine.
Güvenlik: Evet… Kadınların fizyolojik yapısı üzerine belgesel.
Kadın: Belgesel izlemeyi ben de çok severim…
Güvenlik: Öyle mi, ne teadüf… Önce bir şeyler yiyelim benim karnım çok acıktı sonra ben size belgeseli izleticem…
Kadın: Tamam o zaman.
Güvenlik: Bildiğim bir yer var çok güzel.
Recep: Güvenlik, bizim hava alma saatimiz gelmiş, azıcık aç şu kapıyı biraz dolaşalım bak yine sana pasladım kadını… Bu haftaki onuncu bu ona göre borcun arttı…
Hamdi: Recep senden korkulur kardeşim…