Şair, Edebiyat Öğretmeni, Anadolu Edebiyat Derneği Temsilcisi Oğuz Batın ve Türkiye Şairler Birliği Temsilcisi, Anadolu Edebiyat Derneği Kurucu Başkan ve Temsilcisi Nihat İlikcioğlu ile Röportaj

OĞUZ BATIN ( Edebiyat Öğretmeni, Anadolu Edebiyat Derneği Temsilcisi ) Edebi konuşmamıza başlamadan evvel kısaca kendinizden bahseder misiniz? Nihat İlikcioğlu kimdir ?

NİHAT İLİKCİOĞLU ( Türkiye Şairler Birliği Temsilcisi, Anadolu Edebiyat Derneği Kurucu Başkan ve Temsilcisi ) Yıl 1972
Aylardan Şubat Ve karlar lapa lapa yağarken soğuk bir kış günü
dünyaya gelen, hiç de ters mizaçlı birisi olmayan ve aslen Gaziantep’li. İlk, orta ve lise tahsilini yine Gaziantep de tamamlayan sıradan bir insan.

O. B : Sizce şiir nedir? Örnek aldığınız şair ve şiirler var mıdır?

N. İ : Şiir : ‘’ Yaşamın içinden yaşananlardır ‘’ Örnek aldığım şair yoktur. Çünkü her şair aynı tarzda şiir yazsaydı bir tek şair olurdu ve o şairi örnek alırdım.

O. B : Geçmiş dönemlerin şiirleri pek çok akımın etkisi altında kalmıştır. Siz o dönemde yaşamış olsaydınız şiirleriniz hangi akıma bağlı kalırdı? Romantizm, klasizm, parnasizm,sembolizm vs.

N. İ : Romantizm.

O. B : Günümüzde “Şiir okuyan yok şair çok” sözü adeta sloganlaşan bir tabirdir. Bu konuda ne düşünürsünüz?

N. İ : Teknolojik bir çağ yaşamaktayız. İnternet ortamında şahısların edebiyat ve sosyal paylaşım platformları siteler kuruluyor. Ama hiç kimse edebi sanat eserleri okumuyor. Sadece yazıyor ve kendini şair olarak görüyor. Günümüz şairleri egoist.

O. B : Birazda özel hayat diyelim.Her ne kadar “Sarhoşa ne kadar içtiği nasıl sorulmazsa şaire de bu şiiri kime yazdın diye sorulmaz” görüşüm olsa da bir sorayım diyorum.Şiirleriniz aşkın yaşanmışlıklarından dokusunu alıyor mu?

Soruyu değiştirecek olursak Nihat İlikcioğlu aşkın mutluluk zamanında mı yoksa aşkın hüzün anında mı kalemi eline alıp şiir yazar?

N. İ : Değerli Oğuz Hocam. Ben Ayşe’ye Fatma’ya, Ali’ye Veli’ye, akıllıya deliye diye ayrım yapıp yazmam. Şairin hüznü ve sevinci yoktur. O an ne yaşanmışsa aşk ve hüzne dair o düşer dizelere.

O. B : Bir edebiyat öğretmeni olarak en büyük hayalim lise müfredatlarına İNTERNET EDEBİYATI diye bir ders oluşturulup müfredata konmasıdır. Bu ders kitabının yazarlığı size verilmiş olsaydı kitabı nasıl hazırlar, içeriğini nasıl oluşturur ve kitaba hangi isimleri neden koyardınız? Bir başka ifadeyle koyduğunuz isimleri nasıl sınıflandırırdınız?

N. İ : Edebiyat sadece internet edebiyatı diye sınıflandırlması yanlış. Edebi sanat eserliğinden çıkıyor yerini karşılıklı yorum alma verme yarışı yapılıyor. Lütfen bunu edebiyat diye nitelendirmeyelim.

O. B : Biraz da çıkan şiir kitabınızdan bahsedelim. Şiir kitabınızın adı neden DUYGULARIN ADRESİ? Romantik misiniz? Kitabınızın hedef kitlesi ve çıkarılış amacı nedir? Kısaca kitabınızdan bahseder misiniz?

N. İ : 1996 yılında Gaziantep ilinde Radyo Programcılığı yaptığım dönemde şiir programıma bir isim gerekiyordu. Dinleyicilerim şiir de gönderebileceklerdi. O halde DUYGULARIN ADRESİ olsun adı diyerek bir güneş gibi doğdu.

‘’ İnsanların duygularının gideceği yol mutlaka şiirden geçer’’

O. B : Sizce bir sanatçı eserlerine siyasi görüşlerini yansıtmalı mıdır? Şahsım da siyasi görüşünü kimi şiirlerine yansıttığı için sorayım dedim. Soruyu değiştirecek olursak Nihat İlikcioğlu’nun edebiyat ve siyaset arasında ki çizgideki yeri nedir?

N. İ : Şair ve yazar kimliklerinde kişilerin kişisel siyasi görüşü kendisine kalmalı, bağımsız olmalıdır. Nihat İlkcioğlu x ve y partisi diye ayrım yapmaz ve yapmayacaktır da.

O. B : Sizce Oğuz Batın nasıl bir şairdir? Şiirlerini nasıl buluyorsunuz? En çok sevdiğiniz şiiri hangisidir? Şahsım adına olumlu ve olumsuz eleştirilerinizi söyler misiniz?

N. İ : Değerli Şairim; şimdi burada torpil yapacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Torpil yapmayacağım. Hani demiştim ya röportajımızın ilk sıralarında ‘’ Her şair aynı tarz da şiir yazsaydı bir tek kişi şair olurdu ‘’ Onun için sizde şiirleriniz de herkesin yaşadığı duyguları kağıda döküyorsunuz. Örneğin; aşıksınız aşkınızı dizelerde yansıtıyorsunuz, ayrılık yaşadınız ayrılığı yazıyorsunuz yani benim, onun, bunun, şunun şairliği gibi yaşantılardan ’ DUYGULARIN ADRESİ’ ne doğru yol alıyorsunuz.

O. B : Bu samimi röportaj için sizlere çok teşekkür ediyorum. Eklemek istedikleriniz var mı?

N. İ : Oğuz Bey; Öncelikle siz değerli Edebiyat Öğretmenimizle röportaj yapmak büyük bir ayrıcalık oldu. Profesyonelce hazırlanmış gayet yerinde özel ve güzel sorulardı. Büyük bir gurur ve onur duydum. Teşekkür ederim.

Son olarak yediden yetmiş yedisine varıncaya kadar herkese şiir yazın, şiir yazın, şiir yazın ve rahatlayın diyorum. Yazmayanlara da teşvik edelim. Yazdıklarımızı yastık altında saklamayalım. Birilerine okuyup nerede eksik, nerede fazla fikir alış verişinde ve dizelerin muhasebesini yapalım. Yorum ve tenkitlere özgür ve özgün olalım. Şiir tadında tüm şair camiasına bol ilhamlar. Sevgiler, saygılar.