Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
abdullahbedeloğlu
abdullahbedeloğlu

MARKSİZM’E GÖRE KÖLECİ TOPLUM AÇISINDAN OSMANLI DEVLET DÜZENİ

Yorum

MARKSİZM’E GÖRE KÖLECİ TOPLUM AÇISINDAN OSMANLI DEVLET DÜZENİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

842

Okunma

MARKSİZM’E GÖRE KÖLECİ TOPLUM AÇISINDAN OSMANLI DEVLET DÜZENİ

MARKSİZM’E GÖRE KÖLECİ TOPLUM AÇISINDAN OSMANLI DEVLET DÜZENİ

MARKSİZM’E GÖRE KÖLECİ TOPLUM AÇISINDAN OSMANLI DEVLET DÜZENİ

Osmanlı Devleti köleci bir devlet düzenine sahiptir. Ortak ve bireysel mülkiyetin olmadığı ve üretim araçları mülkiyetinin bir tek kişiye (padişaha) ait olduğu köle emeğine dayalı toplumdur.
Yeniçeriler, Enderun’da yer alan kişiler ve cariyeler köle olarak toplanmış insanlardır. Yeniçeriler köle olmakla birlikte maaş ödemesi yapılması ile ayrıcalıklı köle olmuştur. Devlet yönetimini ele geçirmiştir.Sadrazamlık yani başbakanlık, vezirler yani bakanlar, bakanlar kurulu yani Divan ve ordu yeniçerilerin eline geçmiştir. Has ve zeamet yoluyla mülkiyetin idaresi de onların elindedir. Tarihte ilk proletarya yönetimini yeniçeriler gerçekleştirmiştir. Osmanlı Devleti bir proletarya diktatörlüğüdür.

Tımar sahipleri: Kendilerine maaş ödemesi yapılmayan toprağı işletip karşılığında padişaha takdir edilen vergiyi ödemekle yükümlü kişilerdir. Takdir edilen vergiyi ödeyemeyenin elinden toprak alınır, başkasına verilirdi. Kısacası Osmanlı Devleti’nde Türkler maraba, ayrıcalıksız köle olarak nitelendirilebilir.
Has ve zeamet sahibi vezirler aristokrat olamıyordu. Çünkü mülkiyet padişaha aitti. Bu durum onların köle durumundan kurtulup hür insan olmalarına engeldi. Bu da Osmanlı Devleti’nin 1856 yılına kadar bir köleci toplum Proletarya Devleti olarak sürmesine sebep oldu.
Köleci toplumda toprak sahipleri vardır. Genelde kendi soy ve kabilesinden olmayan insanları savaş ganimeti olarak köle olarak kullanma hakkına sahiptir.
Osmanlı Devleti bu açıdan bakıldığında Marksizm’in köleci toplum tipinden farklı bir köleci toplumdur. Padişahın erkek kardeşleri dahi köledir.
Osmanlı Devleti hiçbir zaman feodalite yapısına sahip bir devlet olmamıştır. Kölelerin halkı köle olarak idare etmek istediği bir devlet yapısı olmuştur.
Türk halkı köle olmaktansa Yörük olmayı tercih etmiş. Tarımı bırakıp hayvancılık ile geçinmeye yönelmiştir.
İslamiyet’te halkın özel mülkiyeti vardır. Osmanlı Devleti şeriata aykırı bir devlet düzeni kurmuştu. İslam Devleti, Roma Devleti hem özel mülkiyeti hem de kamu mülkiyetini tanıyordu. Osmanlı Devleti tanımıyordu. Osmanlı Devleti zenginleşmeyi Müslüman Türk Beylik ve Devletleri işgal edip hazinelerine el koyma yoluyla sağlayan hedefleyen bir devletti.
Yeniçeriler Osmanlı Devleti’nde Proletarya yönetimini gerçekleştirmiş. Ama bu sosyalist yani toplumcu bir devlet düzeni olmamıştır. Eğer Osmanlı Devleti coğrafyasında yaşayan herkese yeniçerilere yapıldığı gibi toprağı işlemesi karşılığı olarak Tımar sahiplerine de bir maaş ödemesi yapılsaydı sosyalist yani toplumcu devlet rejimi denebilirdi.
Osmanlı Devleti diğer Türk devletlerinden farklı olarak bir hanedan yönetimi değil Hıristiyan kökenli kölelerden oluşan proletarya yönetimi bir devlettir. Osmanlı Devleti köleci bir devlet düzenine sahiptir. Ortak ve bireysel mülkiyetin olmadığı ve üretim araçları mülkiyetinin bir tek kişiye (padişaha) ait olduğu köle emeğine dayalı toplumdur.
Abdullah Bedeloğlu

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Marksizm’e göre köleci toplum açısından osmanlı devlet düzeni Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Marksizm’e göre köleci toplum açısından osmanlı devlet düzeni yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MARKSİZM’E GÖRE KÖLECİ TOPLUM AÇISINDAN OSMANLI DEVLET DÜZENİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL