Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
nurcetinkaya
nurcetinkaya

MELEKLERİM ve ŞEYTANLARIM !

Yorum

MELEKLERİM ve ŞEYTANLARIM !

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

607

Okunma

MELEKLERİM ve ŞEYTANLARIM !

Rumeli kavağı…
Şehrin keşmekeşinden kaçıp yalnız başıma balığımı didiklemek, didiklemek bahane, o süreçte kendime gelmekti amaç belki . Garson , ‘’Cam kenarı mı efendim ?’’ dediğinde tek bir kelam etmeden ona sadece baktım…Anlamış olacak ki ‘’Ben size dışarıdan bir masa ayarlayayım.’’ deyiverdi.Doğruydu, kapılı ve pencereli yerler yetmeyecekti bana…
Sığdıramayacaktım içimdekileri metrekarelere… .Yarattığım anafor yutuverirse yazık olacaktı mekanlarına…

_ Yerinizi beğendiniz mi efendim ?
_ Beğenmedim , beğeneceğim bir yer yok …

Beyaz gömleğinin manşetinde kocaman bir yağ lekesi vardı . Beyazda her şey kendini ne çok belli ediyor diye düşündüm .Suskunluğuma saygı gösteriyordu.Nezaketle başımda duruyor göz temasında bulunmamı ve sorusunu soracağı zamanı bekliyordu.Denizin kokusunu içime çekerken beni süzdüğünü hissedebiliyordum.

_ Menü getirmemi ister misiniz?
_ Hayır... Tuzda levrek, mevsim salata ve su istiyorum…
_ İçecek almayacak mıyız ?
_ Su yiyecek midir ?

Arkasını döndüğünde mırıldandığını duydum …Bunu umursamadım… Sudan ziyade bir şişe şarabı devirecek bir görüntü arz ettiğimin farkındaydım…Meleklerim ve şeytanlarım savaş halinde ve kim kimi yumrukluyor onu kestiremiyorum.Birileri galip gelse ….

_ Salatanız.

Didiklemek için ilk kurban gelmişti. Ağzımın içindeki sası tadı belki değiştirirdi…

_ Nar ekşisi getirir misiniz?

Ekşiliğimi ekşi sökerdi belki…
Bıktım gayrı hatalara güzel kılıflar üretmekten….Öyle demek istememiştirlerden… Aslında yüreği güzellerden….Empati yapmalısınlardan….’’ Heyyyyyyttt ! ‘’ diye naralar savurmak, önümdeki masada ne varsa yerle bir etmek ihtiyacı hisseder gibiydim .Beyaz örtüyü çeksem ,bardak çanak ne varsa yerlere inse …O an çıkan sesle kendime gelsem olur mu ki….’’ Ne zaman yapabildin ki bunu ? Acizsin işte .İçinden gelenleri yapmak istesen de kırk türlü düşünmeden ne edebildin bu güne dek ‘’.Yıkasım var buraları …

Garson elinde zarif bir çekiçle geldi .Balığımı tuzlara sarmışlar….Dumanı üstünde ikinci kurbanımı bana sunmak adına üzerine darbeler vurmaya başladı bile.Elinden kapsam ya şunu…Zarafeti geçerek , gelişine sallasam kaya tuzundan hamurlanmış kurbanıma …Vursam …Şeytanlarımı dinlesem.Umursamasam …Balığıma kavuştuğumda harap edilmiş hali bile dinlendirebilir beni.Hadi al çekici elinden….!!!!


Dur …Bak bir etrafına.Umursa demiyorum, sadece bak. Yakamozlara bak.Özgürlüğünü kıskandığın martılara….Önünden geçen yattaki sefaya ….Teknedeki balıkçıya….Hayatın ta kendisini süz bakalım . Suyunu yudumla. Sakince izle… Seni derinliğe salan hissiyatını unut şimdilik . O zayıflığını hissettiğinde kendini tekrar gösterecek nasılsa .Şu anının tadını çıkarmaya bak. Balığını ye didikleme…

Garson endişeli görünüyor. ‘’Acep duyuyor mu ki iç seslerimi ? ‘’

_ Şal getirmemi ister misiniz ? Hava serinledi.
_Üşümüyorum.

Neyse ki endişesi garip halimin dışavurumundan değil serinleyen havadan imiş. Bir an ürktüm…
Bakıyorum meleğim… Görüyorum. Yetmiyor ,başka söyleyeceğin yoksa şeytanlara teslim olabilirim.
Ol….Hadi git dağıt ne varsa…Nara mı atacaksın ? At ,bağır.Hatta garsonu azarla, ‘’Bu ne lezzetsiz bir levrek ‘’ de…’’ Yağlı gömleğini bile çıkarmamışsın üstünden ‘’ de… Kır geçir…
Ciddi misin sen kanatlı düşüncem .İzin verdin mi yani ? Beni ikna etmeye çalışmayacak mısın ?
Çalışmak mı… Ben sana ait bir acizim unuttun mu? Empatiden bıkmış sahibim , sana ne dememi bekliyorsun ki daha. Sen çalışacaksın ben değil. Sana tek kelime etmeden davranışlarını esir almış kötü duygularının efendisi ile beni yorma artık . Azat et bizi. Ne ediyorsan bir an önce et. Seni sıkan her ne ise ancak böyle kurtulabilirsin ! Sarpa sarmadan önce bir yudum daha su iç….O alaylı tınıyı hissetmekten nefret ediyordum….

¬
Kapıdan çıkarken serin havadan mı serinleyen havamdan mı bilemesem de içimdeki yangın hafiflemiş gibiydi .Her birimizi biz yapan duygularımız ; davranışlarımızı zaman zaman dengesizleştirse de yine aynı duygularımız o dengesizliği dengeleyebiliyordu…Hissettiğim buydu. Öfkelerimizle vedalaşmadan zaten olan ve olası sorunlarımızla yüzleşebilmek ,o garip kimyayla doğru bakabilmek imkansız ötesiydi. Ve huzur ancak bunu yapabilmeyi becerebilirsek gelecekti….

Rumeli kavağı…
Meleklerim ve şeytanlarımla sükunet içinde ayrıldık kavaktan .
¬¬

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Meleklerim ve şeytanlarım ! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Meleklerim ve şeytanlarım ! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MELEKLERİM ve ŞEYTANLARIM ! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
19.4.2013 19:04:16
Beğeni:
0
Okunma:
607
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL