Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş

Fiili Durum Yaratmak

Yorum

Fiili Durum Yaratmak

8

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

793

Okunma

Okuduğunuz yazı 11.4.2013 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Fiili Durum Yaratmak

Fiili Durum Yaratmak

Pek çok yanlış, fiili durum oluştuğunda yerleşir. Özellikle kin, nefret, acizlik, atalet, saldırganlık, küskünlük, çaresizlik… Bu meyilleri oluşturacak ortamlar oluştuğunda eylem de beklenir!

Bir yanlışa “Doğru” algısı yüklendiğinde gerçekte doğru olan ne var ise otomatik olarak yanlış algılanacaktır!

İlk başta kontrolü ele geçiren egemen, baskın fikir; yanlış da olsa fiili durum oluşturduğu için haklı çıkar! Ya da öyle algılanır. Kısır döngü ile sağlanır yanlışların doğru algılanması.

İlk hareket önemli! Yani demem o ki zamanında bize “Doğru” olarak algılatılanların gerçekte “Doğru” olduğundan emin miyiz! Ya doğru bildiklerimiz yanlış ise o zaman gerçekten doğru olanlar yanlış olarak algılanır ve bu durum devam eder gider!

Doğruyu yanlıştan nasıl ayırabiliriz?

Vicdan doğru ve yanlış algılamasını kişiye izafi yapmak için vardır! İnsan kendi vicdanını ezber öğretilerle ve alışılmış kalıplarla bastırmaz ise vicdan ona en güzel şekilde yol gösterecektir!

İnsan neden vicdanını baskılar?

Bin yılların yerleşik öğretileri ile zihinler enfekte olmuştur! Yani hasta olmuştur aslında zihinler! Doğru bilinen yanlışlar çoktur ama birey bunu sorgulama cesaretini göstermek istemez! Çoğu insan; kolaycı, cahil ve tembeldir! Zaten “Doğru” olarak insana yutturulan şeylerin savunucusu da çoktur! Gerçekten doğru olanların fazla savunanı olmaz! Doğru bilinen yanlışların ezbere savunanları hatta bu yolda beylik laflar edip ölümüne o yolda gidenler vardır!

Futbol taraftarlarının sloganları çok manidardır! “Ölmeye geldik!” uğurunda ölünecek onca bireysel önemli işler var iken taraftar bir maç kazanmak uğruna ölmeye geldiğini söylüyor! İlginç değil mi? Bunun altında yatan nasıl bir kodlama! Bir amaç uğruna ölümü göze almak insanlara daha ilk aşamada kodlanmış! Ölme, kardeş! Doğruca amacına yönel! İnsanlığın güdülmesi ve egemenlere hizmet ettirilmesi için ölümüne kadar giden idealler kodlanmış ki bu şekilde egemenler saltanat sürsün, kodlananlar da savaşsın! Kurgu böyle işler! Asıl ödülü egemen olan kurgucu alır diğerleri ise vaat ve coşku alır!

Dikkat ederseniz insanlığı kurtaranlar hep aynı ırktan veya aynı söylemde! Neden acep, bazı toplumlar kurtarıcı rolünde? Onlar olmasa insanlık batacak mıydı? Yoksa onların öğretileri mi batırdı! Öğretiye bakalım; bazı idealler uğruna ölümüne savaşmak hatta bu uğurda ölmek insanın ulaşacağı en yüksek mertebe! Kim, kimin için savaşıyor? Bunlar sorgulanıyor mu? Sadece coşku ve idealler var! Oysa evren geniş; bilinen ideallerin çok üzerinde idealler ve yaşam şekilleri evrende var zaten. Ben, Orta Çağ karanlıklarından devşirilen, uğruna ölmeyi gerektirecek hiçbir ideal görmüyorum!

Son tahlilde; İnsan, bu Dünya’ya “İnsan” gibi haysiyetli yaşamak için geldi; diğer insanları egemenlerin rahatı ve öğretisi uğruna öldürmek için değil! Yaşamak ve yaşatmak için varız! Ölümüne eski kin ve kavgaları devam ettirmek için değil! Bu beylik sözlerle ve egemenlerin öğretileriyle birbirlerine zulmedenler Cehennem’i bir hali görecekler. Bundan kuşkum yok; eminim, son kararım!

Selametle,

Ahmet Bektaş

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Fiili durum yaratmak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Fiili durum yaratmak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Fiili Durum Yaratmak yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
**Havin_**
**Havin_** , @--havin---
12.4.2013 16:34:19



Emek verip, inceliklerine dikkat ederek gözümüzü şaşırtmadan ağırladığınız çalışmanız için gönülden tebrik ediyorum evvela..Dâimini diliyorum.

***

"Bir yanlışa “Doğru” algısı yüklendiğinde gerçekte doğru olan ne var ise otomatik olarak yanlış algılanacaktır!"



Ve dünyadan, kaç milyon/milyar (gerçi buna da ne denli gerçek gibi bakmak gerekli bilemiyorum) canlının hayat sürdüğünün henüz tespitinin yapılamadığı dünyadan merhaba Sayın Bektaş..


Yazının bir etki sonucunda yazıldığını düşünüyorum, yanılıyor olabilirim ama az ihtimâlle. Çünkü bir hevesle yazılabilenler ancak böyle bir sebeple yazılır.. Tek nefes haftalar süren bir çalışmayla sunulmaz genel itibarı ile..



Muhakkak görüşlerinize saygı duyuyorum katılmadığımı söyleyemem ama tamamen de diyemem...


Yanlış olanı doğru algılamak, doğru olanı yanlış algılamak.. Ve toplumlar, hayat şartları, tabiat koşulları, öğretiler, örf âdet ve gelenekler.. Her şeyin payı var değil mi..



"Pek çok yanlış, fiili durum oluştuğunda yerleşir. Özellikle kin, nefret, acizlik, atalet, saldırganlık, küskünlük, çaresizlik…"



Burada sözünü ettiğiniz her şeyin ama her harfin insana ait kalıcı dna misâl huy olduğunu biliyorsunuz sanırım ve kodlama deyi kast ettiğiniz de bu olsa gerek..

Kodlama..



İlim, irâde, Semi', Basar...Yâni Subûti Sıfatlar'dan, Allah'ın kullarına kendi niteliklerinden sınırlı derecede kullarına verdiklerinden söz ediyorum.. Biz kullar bu sıfatları duyguları kontrol altında tutarak doğru yer ve zamanda kullanıp kullanamamakla ilgili bir imtihan yaşıyoruz..


Üzgünüm, bu ses bâzen yükselmeyecekse bir önemi yok yâhut bu gözler ağlayıp gülemeyecekse yine bir anlamı yok hissettiğimin düşündüğümün... Hayır ennihâyetinde bir cennet cehennem kavgası yaşanıyor bu aksi yaşanılanlar olmasa bunun bir anlamı olur muydu..


Ona bakarsanız ben müslümanım ve benim dinim son din peygamberim son peygamber Allah'ım da nevî benzeri olmayan tek yaratıcı, hadi herkes inansın... En kolayı bakın inanmak para ile değil, belli vücut ölçüleri gerekmiyor ya da akıl seviyesi ıq ölçüleri gibi şartları da yok.. Kara kaş badem göz gibi şartlar yok.. Ama neden bu kadar kolay olan yapılamıyor?


Fakat dikkat edin, bu gerçek benim inandığım gerçek. Neye göre, öğrendiklerime göre.. Peki siz? Bu konuda sizin de düşündükleriniz vardır muhakkak yâhut insanı imandan edercesine Allah yoktur deyi konuşup cevap arayanların da bir gerçekleri var.. Bunu kabullenmek zorundayız ve kendimize sahip çıkmayı bilmek işte tek yaşam yolu..


Ve hepimizin bildiği ve inanıyorum ki bütün dünyanın hemfikir olup inandığı tek gerçek:


Koca bir devlet şuan dünyanın tek hükmedeni ve diğer başa kurduğu cephesi.. Ben buna karşıyım ama elimden bir şey geliyor mu, istediğim mahkemeye gideyim ya da silah kuşanıp dağa bayıra mı çıkmalıyım?


Vicdan evveli akıl!

Hepimiz kardeş mi olalım.. Elbette olalım, hattâ mısır ilimcilerinin safsatalarına anlam vermeye çalışalım.. Tövbeler olsun...


İnsan ve dünya.. Herkes farklıdır, tek yumurta ikizleri için dahi %100'lük bir benzerlikten söz edilemez.. Biri patatesi çiğ sever öteki pişmiş ve birileri insanı diri sever diğeri ceset hâliyle..


Benim arazim sizin arazinizden iki dönüm az ise kaçarı yok paylaşacağız, siz bana dedemden miras kaldı deseniz bile o tapu ortadan ikiye ayrılacak yolu yok...


Bu nedir? Haksızlık değil midir? Ben küçüklüğümden bilirim koca koca amcalar tarla sulamak için kavga ederlerdi (!)



Can hayran tarla kavgalarına bugün dünyanın altı üstüne çıkıyor ve inanın çağrılar da anlamsız çağrılar da yetersiz.. Bir şeylerden şikâyet ediyorsak kendimizden ya da henüz kundaktaki bebeğimizden başlamalıyız güzelliklerin inşasına.. Kalkıp 20'sinden sonra bir beyne yeni model ekleyemezsiniz..


Herkes aynı dertten muzdarip, dünyanın kaderi efendim bağıranın karşısında sabırımızı koruyacağız yapamıyorsak oturup dizimizi döveceğiz "insana ne oluyor" diye...



Selâmetle...








**Havin_** tarafından 4/12/2013 5:03:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
12.4.2013 12:49:27
güzel bir yazıydı vicdanların muhasebeye çekilme vakti geldi ve geçti bile :(

Son tahlilde; İnsan, bu Dünya’ya “İnsan” gibi haysiyetli yaşamak için geldi; diğer insanları egemenlerin rahatı ve öğretisi uğruna öldürmek için değil! Yaşamak ve yaşatmak için varız! Ölümüne eski kin ve kavgaları devam ettirmek için değil! Bu beylik sözlerle ve egemenlerin öğretileriyle birbirlerine zulmedenler Cehennem’i bir hali görecekler. Bundan kuşkum yok; eminim, son kararım!

HAKLISINIZ ... tebrikler yazınız için ...
nâ-gehân
nâ-gehân, @n-gehn
12.4.2013 11:39:51



Yazınız, “ doğru” nun ne olduğu ya da zihnimizdeki kabul gören algısı üzerine açıklamalarınızla başlayıp, hayatımızı uğruna yaşamaya değerli kılan gerçek unsur üzerinde yoğunlaştırmaya varmış.


Mutlak doğruya inanmak, sonsuza değin tek bir şey bilmek gibidir. Bir şeylerin değişmez öğretisi, koşullar nispetince her duruma uymakla değil en doğruyu bulmaya çalışmakla ve doğrunun hangi yönde gelişmek zorunda olduğunu anlama gücünün yetmesi gerçeğidir. Bu da sizin de izah ettiğiniz akıl ve vicdan birlikteliğinden geçer.


Bu ne demek; eğer bir öğreti akla hitap etmiyorsa gerçekliğinin ispatı da mümkün değildir. Bu biraz skolâstik düşünceyi de temsil eder. Yani var olan doğru’nun öğretisidir.



Faydalı yazınız dolayısıyla teşekkür ederim.

~~Selam ve saygılar.







Ve
VeliBOSTANCI, @velibostanci
12.4.2013 11:33:55
Haklısınız. Doğru bildiğimiz yanlışlar yüzünden gömdük 250 000 vatan evladını Gelibolu sırtlarına. Doğru bildiğimiz yanlışlar yüzünden direndik tanrı misafiri ingiliz, fransız, italyan ve yunana. Ne olurdu. Bunlar medeni insanlar. Biz de medeniyet öğrenirdik. Hem alfabemizi de değiştirmezlerdi. Kuran'ın mealini yazdırıp kafaları da karıştırmazlardı. Padişahımız efendimizin sayesinde haysiyetli ve onurlu bir hayat yaşardık kendi halimizce.

Haklısınız. Vatan, millet, bayrak gibi kavramlar hakikaten doğru sandığımız oysa yanlış ve gereksiz olan kavramlar.

Haklısınız. Kutsal değerler için canlarını verenler şimdi cehennemde yanıyordur. Oraya yakıt lazım zaten.

İstihza bir yana, bu tam bir akıl tutulmasıdır. Ve "aklı olmayanın dini olmaz" buyuruyor Efendimiz (SAS).
atahan
atahan, @atahan
12.4.2013 03:01:04
nur sacan yaziyi ve yazari kutlarim
Etkili Yorum
ay
aydini, @aydini
11.4.2013 10:41:13
10 puan verdi
Ahmet Beyim merhaba. Doğru bildiğimiz yanlışları, sanırım hızla rafa kaldırıyoruz.Rafa kaldırmak az bile. Etrafı kirletmemek kuşuluyla çöpe atmalıyız. Geçen bir yerde okudum." Sorgulamayan insan cahil, sorgulatmayansa zalimdir." Bu sözü o kadar beğendim ki, unutmam olası değil artık. Doğruyu bulmak için vicdan, tabii ki en ön plandadır. Eski kin ve savaşları bir tarafa atmak mutlaka lazım. Ama, tedbirli olmayı da elden bırakmamalıyız. Yazınız yaşanılır bir dünya bırakabilmek için uyarıcı bir yazıydı..Tebrikler.Saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL