Daha sonra farketeceğiniz gibi bahsetme arzusunda olduğum konu, içinde yaşadığımız dünyada, herhangi bir şahsı doğrudan doğruya ilgilendiren bir mesele değildir.

İki cepheli bir inat ve isyan içerisinde olan genç kızlardan bahsetmek arzusundayım. Evvela kendi arzularına ulaşmayı istiyorlar. Sonrası rölatif.

Her fikir onları onları büyüsüne takıp sürüklüyor. Bunu bildikleri için, dışarıdan gelen etkilere kafalarıyla değil, inatlarıyla dayanıyorlar. Bu inat nedir biliyorlar mı ? Şahsiyetsizliğin yerini alan kör ve karanlık bir benlik duygusudur.İnsanı saadete de felakete de götürebilir.

Önünü görmediği için düzlükle uçurum arasındaki farkı, adımını attıktan sonra anlar. Bu eksikliği tamamlamak için hesaplı hareket etmeyi çok severler.

Kadınların, hemen çoğu böyledir, fakat onun kadar değil. İdraklerine ve iradelerine ait eksiklikleri hileleriyle telafi etmek isterler.

’ Kadının fendi’ hikayesi. Bu fendi kelimesinin sonundaki d harfi yok mu ? Bu onların cehaletini ve sırf iç güdüleriyle elde ettikleri ilkel hile tekniğini yüksek bir ’ fen ’ zannettiklerini gösterir. En iyi okullarda okumak onları kesin bir karanlıktan kurtaramaz, çünkü bilmek için bilgi yeterli değildir, anlamak da lazımdır...