3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
878
Okunma

"İnsanlık bugün kendini ,kendi oluşturduğu dünya karşısında kapıldığı şaşkınlıkla sorguluyor.." E.Morin
Önceleri küreselleşme nedir,nasıl meydana gelir gibi sorular sorulamıyordu.Herkes değişen bu sistemden ve oluşmaya başlayan yeni dünya düzeninden memnun görünüyordu.Değişimin tadı başlangıçta hoşça karşılanmıştı.Zaman geçtikçe küreselleşen dünyanın aslında küreselleşen sömürgeciliğin "yapay cennetinin" olduğunun farkına varılmasıyla beraber aslında "cehennem rüzgarları" adı altında değerlendirilmeye başlandı.
Dünya değişecekti,evet !
Bu değişime yabancı kalınamazdı,evet!
Kas’ların yerini ’bilgi’ alacaktı,evet!
Değişim,sürekli endüstriyel ilişkiler,sürekli iyileştirmeyi de beraberinde getirecektir,evet!
Tüm dünya toplumları,bu değişimin motoru mu malzemesi mi olacağına karar verip,kendi saflarını oluşturmalıydılar,evet!
Peki tüm bu saydıklarım doğruysa yanlışlar nerde? Veya neden bir değişime katlanılmak zorundaydı?
Demokrasiyle özgürlükler genişletilmiş,insan hakları da küresel köye ses getiren patronların temel argümanları olup çıkmış…
İktisatta "homo economicus" derken bir de bakmışız ki "homo modernuslar" söz ettirir olmuşlar kendilerinden.Toplumların kurtuluşu bu kelimeye indirgenmiş.Modernizm olmadan kendimizi düşünemiyoruz.Modernizmin cazibeliğinden kendimizi alamıyoruz.Sıyrılamıyoruz.Sıyrılsak da yaşama şansımız azalıyor değil mi ?
Bu yeni ve cazip alanda çoğu şeyi yiyip bitirmedik mi? Çok uzun yıllarda kaydedilecek ilerlemeyi gerçekleştirmedik mi şimdiden? İçsel doğrularıyla değil sadece ve sadece mekanik doğrularıyla hareket eden ve sadece doldurduğu ’anket formlarından’ ibaret bir hayatı olan insanlar olup çıkmadık mı ? Modernizm yaşanılan çağın bilincinde olmak olarak yansıtılıyor bize.Modernizmi anlamak ve açıklamak çok zordur ki modernizmi ifade etmek bir körden bir ağacı tarif etmesini beklemek kadar ironik değil mi ? Bir de post-modernist söylemlerin de tartışıldığı bir dünyada henüz modernizmi bilememiş olmak bir kayıp ve bilişsizlik değil de nedir ?
Küreselleşme, kapitalizm, ekonomik sömürgecilikler, hegemonya düşüncesiyle yaşayan fikir babaları dikkatimi çekmiyor değil. Ama modernizme ve bıraktığı izlere baktığım zaman gördüklerim hiç de normal şeyler olmuyor ne yazık ki…
Modernizm pek çok kesit bırakmıştı hayatımızda.Örneğin;silahlanmalar sonucunda kızılderili ve Afrikalı insanların imhası,hastalıklar,cinsel sapmalar,esir ticareti , tüketim çılgınlığı,nükleer atıklar ve sayamadığım onlarca şey…
Ürettikleriyle dış dünyayı boğan, değiştirmeye çalışan,savaştıran,bataklığa sürükleyen,kültürel sapmaları sadece kültürel çeşitlilik olarak lanse eden bir anlayıştan söz ediyorum.
Tüm bunları bildiğimiz halde neden suyun yönünü değiştirmeye çalışıyoruz,suyun yatağını değiştirsek daha doğru olmaz mı ?
Nietzche,dolaştığı derinliklerden şöyle sesleniyor bize : "Yeni gürültüler bulanların değil,yeni değerler bulanların çevresinde döner dünya.."