Anlayamıyorum, anlamıyorum ve aslında anlamak ta istemiyorum , söz hırsızlığını.... Ağır mı oldu....? olsun...! Mütemadiyen biriken her bir şey, katlanarak ağırlaşır..

İçe atmalar, mütevazi yaklaşımlar, yapılan yanlışın yapan tarafından anlaşılmasını beklemeler.... depremin şiddetini azaltıcı öncü sarsıntıları gibi deşarj atakları....ama en nihayetinde sarsıcı ve şaşırtıcı bir şok olması ihtimalini yükselten aymazlıklar....

Size ait olan anılardan ve ruhunuzda oluşturduğu esintilerden kaleminize , oradan da sayfalara süzülenlerin , bir başka yerde , başkası tarafından ve sanki o bir başkasına aitmiş gibi görmek , ne denirse artık..!

Enteresan bir rastlantı.... Bu konu bir iki gün önce benim de acizane canımı sıktı.... Bir başka yerde yaptığım bir paragraflık yorumu, noktası virgülüne, aynı konuyla ilgili olarak dahada başka bir yerde sahiplenilmiş olarak görüp, önce art niyet aramıyorsunuz ,... Sonra inandırıcılıktan uzak bir masumiyetle zeytinyağını kıskandıracak bir tavırla karşılaşıyorsunuz... Hadi olur böyle şeyler tavrıyla devam ediyorsunuz... Ama karşında lütfettiğini zanneden bir kibir buluyorsunuz... " ya , hırsızın hiç mi kabahati yok...?" dedirten cinsinden....

Bir şarkıdır dinlediğiniz , veya bir resim , dalıp gittiğiniz... Ya da içinizdekileri tetikleme hususunda öyle ustalıkla , oyle dolu dolu ve tumturaklı bir yazıdır ki okuduğunuz , Öyle özel anıları , öyle size ait hikayeler vardır k....;

bir anda dolar ,

zaman ve zarf kullanarak kalbinizin sözleri dökülüverir bir anda....

Belki benzer yaşanmışlıklar vardır , örneğin AŞK , SEVGİ , herhangi bir kişiye herhangi biçimde çekilen ÖZLEM.... duyulan öfke , beğeni yada yergi..... Ama, her kesin ifade şekli kendine hastır , kendine benzer ve her ne ise o duruma özel....Parmak izi gibi... Aynı kelime dizilişleri ve imla tarzı ile değil......

Sonra , dost meclisi’ ndeyiz , dayatmasız , beğenilme ve öne çıkma kaygılarından arınmış , ortaya konulan güzelliklerden nasiplenmekten , sevgi dolu ışıkları biraz daha ötelere taşımaktan başka amaç taşımayan sevgi dolu dost yüreklere ihaneti kim içine sindirebilir ki..?

eli eteği çekmeyi düşündüm , değersiz nefislerimizi , değerlere boğan dostlardan uzaklaşmak fikri iyi gelmedi...

Yazmak ve söz söylemek , fikir beyan etmek , nezaket ve hassasiyet gerektirir.. Ya açıkça kaynağınızı belirtirsiniz , ya atıflarınızı belirgin yapar kaynağın anlaşılmasını kolaylaştırırsınız , ya da yoruma açılmış konunun sizi etkileyen durumlarını , kendi yaşanmışlıklarınızla , şahit olduğunuz başka yaşanmışlarla veya geçmişte denenmiş , sonuç alınmışlar ile nakillerin ışığında kendi bakış açınızdan ortaya koyarsınız....
.

Rabbim , insana yarattığı diğer yaratıklarından azar azar mizaçlar vermiştir... İnsanlarda , uzun yaşantılardan ve gözlemlerden sonra bazı mizaçları bazı mahlukatla birlikte tarif etmiştir... :

Hani bazılarına "maymun iştahlı" deriz , bazılarına " papağan gibi...

liste uzar gider......Ben yalnızca iki tanesiyle iktifa edeceğim..!

SELDA İYİEKMEKÇİ