Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
kafiye34
kafiye34

D’oya’sıya Sarılamadığımdın Şulenar

Yorum

D’oya’sıya Sarılamadığımdın Şulenar

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

629

Okunma

D’oya’sıya Sarılamadığımdın Şulenar

D’oya’sıya Sarılamadığımdın Şulenar

hayrettin taylan




Şairzal:
-Yoksun yamacımda düşlerim yuvarlanır.Bağrımdaki taşlar fırlar aşklara. Yaralanır sensizlik. Dizi kanar dizelerimin.İmgesi manalarda gizlenir.
-Seni tanıdığım günlerin azlığı acıkır. Ağlar ağlamak. Beni sana teslim eden teslimiyetin niyeti dile gelir.
…:
-Sen onu severken sevenler derneğinin başkanıydın. Bütün sevmeler yüreğindeydi. İlgilerin başkentiydi şule yüreklin.Yıllardır içimde yaşlandırmış gibi taşıyordun.Ağırdı sevmelerin.Ağır bir sevda yükün vardı. Onunla yeni kıtalar, tatlar, anlamlar, seviler bulan kozmik algının alıcısı, egzotik hayallerin hamalı, kendinle barışmanın barışçısıydın.
-İyi niyetin aynasıydın. Gün’eşin olarak seçmiştin ömrüne. Onu özlemeye devam etmelisin.

Şulenar:
-Sen farkında değilsin, ben yokum artık. Senleştim. Hiç kimseyi okumaz oldum.Seni tanıdıktan sonra başka şiirler, yazılar, öylesine yazılmış metinlerdi.
-Bir de içinde ben olunca, yüreğimde doğmuş bebek gibi yazılarının kokusu içime sindi.
-Hep bendeydin.Benliğimin kumaşını ütüleyen cümlelerindeydim.Çok anlama gelen anasıl sözcüklerindeydim. Dokunmadığım senli anların kurulu saatine kurlarımı yükledim.Benden çekeceğin zamanlar var.Zilim çaldığında sallanışımı, çalışımı durduracak enerjinin özel anıyım.


-Heceliyorum sensiz her anı.Anlara karışır hülyalarım. Meczup kentlerden , meçhul kimliklerden arınıp sana geldim. Anacıl duvarlarımı aştım. Yüreğimde akan pınardın.Pı’narımı sana ekledim.Akıp gideceğiz, berrak hasretlerle.
-Kurtuluşumu sözlerinde, derin manalarında, ruhunun içsel hazinesinde, aşkının magmasında, renkli dünyanın merkezinde , kollarında, yollarımda buldum.

Şairzal:

D’oya’sıya sarılamadığımdın.
-Sevgi sözcüklerimi emzikle içirdiğim özel bir güldün.

Yangınların eğitildiği şule merkeziydim. Alev alev oyaladın gönlümü.
-Şimdi içimde nakışlanmış sevgiler süs olmuş soyut ve manalara soyunmuş
Sevi gülüsün.
-Bir gülücük kadar yakın, bir ömür kadar sıcak demler şuurundasın.

İçimdeki çocuğun doyum oyuncaklarına doyurucu sevgi oldun.Oynadıkça yüreğimde, içimdeki çocuğun açlığı azaldı. Kendimle tanışma partilerim devam etti.
-Her aşk aslında içimizdeki hazinelerle tanışıp kendi verimliliğimize ulaşmaktır.

Yalpalayan duruşum seninle durulandı.Kimsesiz kalmıştı sevgilerim.Bir yaranın dipsiz kuyusunda Yusuf sahnesindeydim.Gözyaşlarıyla beni yüreğinin damla denizine atmış bir güzelin mutsuzluk sahilindeydi. Yusuf gibi yaşayan çok yaşanırlığın, çok bilmişliğin rolünü oynuyordum.
Sen geldin.
-Hoş geldin.

Şulenar:
-Yaşanmamış iklim gibi duruyordun.Derin ve örüntülüydün.Küçüklüğümden itibaren güzel şeyler yazana karşı ilgim vardı.
-Öyle şeyler yazdın ki bana. Dilsiz kaldı dilim.Manalarıma kadar sızlattın.Böyle bir yüreği tanımak istedim.Sonra bana yazmaya başladın.Her yazın, sözün, iç gözün ben oldum.O yazıların sihirbazıydın.Sihrindeydim. Büyülenmiştim. İksirini içiren yazıların kahiniydin. Böyle bir derinliğin güzeli olmak istedim.
-Her şeye rağmen her şeyimle sana geldim. Sende kalmalıydım, seni yaşamalıydım. Yazılarına oyuncak, aşkına oyun değildim.Bu yüreğin ta kendisiyiydim.Öyle hissettim.Yanılsam da bu benim ilkim, bu benim sevdam , yaşamadan belli olmaz dedim ve geldim sana.Ömrünce ısıt beni.





Şairzal:
-Tarif edemediğim tariflerin arifiydim. İlim ile film arası yeni bir oyundu bu seviliş manzumemiz. Sen dizelerimden, dizimin dibine geldin.Kandırılmış mevsimi yoktu. Her şey kendince, özelce gelişti.
-İçine hiç kimseyi almadığım s’andalım vardı.Sürekli gidenin damlalarıyla su alıyordu. Sandalım batmaştı.
*Yunus olup bir yunusun aşk bağrından sevda kıyısına ulaşmıştım. Artık, mistik bir yerde, yardeydim.

-Duygularımı besleyip Yunus’a aşk kıldım. Sular kadar zelal, aziz, akıcılığıma sana geldim. Sözlerim kadar derin bir dünyam vardı. Geçmişimde kalan lekeler arada gözüküyordu. Leke silicilerin vardı.Umursamıyordun.İnsanız, herkesin bir geçmişi vardır.Geleceği kapsayacak geçmiş olmazdı.Bu yüzden, yüzündeki yansık hallere, hayallere taşındım.

Maskem hiç yoktu. Mertliğimin bütün kitaplarını okudun.Güven tepemiz böyle yeşerdi. Böyle sevdik, böyle aktık hayata.

Kendime ördüğüm çaresizliğin girdabındayım, çıkmazlarım kalbine yansık.
Bir liman kentiydin, yeşil gözlerinin ormanlarından sana geldim.Sana dair güleç yarınlar var.Seninle betimlenmesi zor anlarımız var.Yaşanacakların filmindeyiz.Artık bizi oyna Şulenar.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
D’oya’sıya sarılamadığımdın şulenar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz D’oya’sıya sarılamadığımdın şulenar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
D’oya’sıya Sarılamadığımdın Şulenar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL