Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Selahattin YETGİN
Selahattin YETGİN

Mor Utkuların Kayıp Sırrıdır Aşk

Yorum

Mor Utkuların Kayıp Sırrıdır Aşk

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

647

Okunma

Mor Utkuların Kayıp Sırrıdır Aşk

Mor Utkuların Kayıp Sırrıdır Aşk



Güneşe yürürüz asırlardır, üşümüş bedenimizde ahraz bir yalnızlık
Rüzgâr koyarız dünlerin adını, titrek dudağımızda eskimiş bir ıslık
Düşler ekeriz kurak mevsimlerde, aşk çok heceli kayıp bir krallık
Özlemin sığınağıdır geceler ve soğuk gecelerimizdeki asil hıçkırık

Göz torbalarımızdan sızan isyanlı sükûta eskimiş renklerini işleriz aşkın. Bir çocuğun gülücüğüyle karıştırırız mutluluk badelerini, dargın bekleyişlerin ılık mevsimlerini bekleriz uzak kırlarda. Aşk yol arar ruhuna, damarlarımızdan akıp kuru ovaları sular.

Kırık mızraplarla çaldığımız aşkın bestesidir yaşamak, kendi hüznümüzün sarı sularına kâğıttan gemiler bıraktıkça. Çocuk gönlümüzün bahçelerinden sular akar, gökyüzümüzü acemi uçurtmalar sarar, soframızda bin bir çeşit lezzetler bizi mutlulukla sarmalardı.

Mavzer sürgüsüyle puştluğa acıkırdı zaman, biz acının alıçlarını sabrın heybesine doldurdukça. Ters akan nehirlerin yapışkan yollarında vakitsiz menziller seçerdik kendimize, sırrımızı rüzgâr uçururdu. Gök ağlardı yangın akışlı duvarlarımızda, aşk yoksul avuçlarımızda ölgün bir mevsimce kanardı.

Dağ sularıyla beslenen denizlerin fay kahrıdır gelgit, umarsız ahların kanlı çarşaflarını yıkar önce nehirlerde kadınlar. Mutluluk kahkahalarının bedelini hep aşk öder, mevsimlerin dil öksesine yakalanmadan önce rengârenk kanatlı göçmen kuşlar.

Engebeli yaşam düşünüşlerimizin kırılgan duruşmalarından her davada olmazlık çıkar bahtımıza, doymamış devinimlerin paslı tenceresinde hüzünler kaynatırken biz. Devasa öyküler yazarız her gün usumuza, kekre ağlayışlar penceresinde ufku izlerken gözlerimiz.

Kibrit kutusundan yuva kuruyor insanlar, kendi hacimlerinden küçük meskenlerde ömür tüketerek. Her gece çığlık ekiyor sevgililer bu hengâmeli devrana ve hüzünle değiş tokuş ederek avunuyorlar. Yollar açıyorlar durmadan, bildik finale doludizgin gidiyorlar.

Kendi meridyeniyle beslenen dönence mevsimlerin kıymıkları kanatırdı içimizi her ahımızda. Dağınık yatakların ıslak çarşaflarına gözyaşı düşürürdü yalnızlık uyruğu taşıyan kadınlar, mevkisiz yakarıların damarlarından süzülüp ruhumuzun sırlarına tutunurdu.

Mor yontulu dünlerin kıymıkları var cebimde, astarında leylim sevinçler. Yoksul günlerin hazan vaktidir şimdi, mataramda deniz kokulu aşklar. Dar düşünüşlerin kayıklarını seller almış, dudağımın ezginliğinden kanıyor tutkulu gecelerden kalma anlar.

Yosun kokulu denizlerde yıkarım her şafakta yüzümü, ruhumun küpeştelerinde gülümser Akdeniz. Yasal özlemlerin asmaları büyür bahçelerde, engin düşünüşlerin kayıklarıyla gurbeti geçeriz. En soylu resimdir ruhumuzda aşk, mevsimleri hırpalayıp umutlar ekeriz. Vakitsiz yağmurların birikmiş anıları silip süpürdüğü mevsimler çalınca gönül kapımızı, bir dokunuş iklimi okşar yanaklarımızı. Ruhumuzun kınalı dağlarına güneş iner, yoklarız dimağımızı özleyen yaş artıklarını.

Masalın aynalarını siliyor rüzgâr, yarına erteli düşlerin kalıpları mevsim çekmecelerinde. Her düşünüş kahırla yoğrulan, sevginin fırınlarında kabaran ve aşkın mezeleriyle dimağımızı yoksul dolduran bir yakarının en soylu hazinesidir. Ateşin ellerine tutunmak her şafakta, Isınmak yürek artığı sevdalarla, Yorulmak kimi mor atlaslar serili ovalarda, uyumak ölümsüz aşkların koynunda.

O mor utkuların kayıp sırlarında kendi elim yakarımızı ararız. Aşkın eleklerinden süzülen ve sevginin gelgitlerinden geçip bu günlere gelen o mevsim geçişlerine hangi bahar yüreğini açmışsa ve hangi aşk uzaklarda kalan bir düşü sinesine sarmışsa adı yokluğa ve yoksulluğa çıkan ve en sonra da unutuluşla taçlanan bir leylek göçüdür sevmek sevginin özlemli gözlerinde.

Hikâyesi: Her aşk, kendi fırtınasını içinde gizleyen, direnciyle hayata diş geçiren, kimi soluk resimlerin gölgesinde, kimi aynalarda kendini izleyen titrek bir alevdir…Bazen, yasak bir öpüşün kollarına düşer, bazen kendi içsel yolculuklarının terkisinde hayatı dörtnala geçer. Her iç çekişimizde kıyametler koparken ve her dudak büzüşümüzde bataklıklarda yüzmek isterken o bir çocuk edasıyla yaslanır gönlümüze...
Belki bir sızı, belki de alnımızdaki yazı. Aşk, vazgeçemediğimiz bir arzu...

Selahattin YETGİN

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mor utkuların kayıp sırrıdır aşk Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mor utkuların kayıp sırrıdır aşk yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mor Utkuların Kayıp Sırrıdır Aşk yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL