Hayretler içindeyim,
Göz yaşı dinmeyen anaların, evlatları kayıp anaların, tacizin son doruğunda genç kızların; boşluktan televziyon ekranlarında yemek ve dizi kurbanı kadınlamızın, çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarımızın, dayaktan henüz kurtulamamış kadınlarımızın günlerini mi karanfiller dağıtarak kutluyoruz. Peki bu resmi kutlamaların gösterişine alkış tutanlara ne demeli?
Bir bayram havası gibi telefonlar zinciri " Kadınlar Gününüz kutlu olsun" diye

İlk gençlik yıllarında Emekçi kadınlar günü diye anıldığında hiç kaçırmamaya çalıştığım etkinlikler olurdu dolu dolu. Çok şey öğrendim kadın sorunlarıyla ilgili, hayata dair, İnsan sorunundan ayrı düşmeyen sorunların çözümlerinide kavradığımı sanıyorum. Ama nafile, öğrendiklerim ve kavradıklarım biçare kaldı sistemin kurnazlığı karşısında.

Tüm insanlar çok vahşice toplumsal çıkmaza sürüklenmştir bence; Şiddet uygulayan erkekte aynı zamanda bir şiddet kurbanıdır. Nedenlerine inmek ağır gelmeye başladı insanlara. Eskiden yavaş yavaş biriken sorunlar, artık hızla üst üst birikmeye başladı. Görmezden gele gele yığınak olarak dağlara taşlara sığmıyor artık.

Kadınlarımız annelik adı altında kat kat köleleştirildi. Ve şimdi çiçekler dağıtılıyor, övgüler yağdırılıyor. Bu ağır yaşam yükünü hafiflletseler ya biraz. Sürekli sorumluluk verile verile kadınların köşe bucağını doldurdular. Kendi öz kararları sistem doğrultusunda gelişti. Erkeklere bağımlı hale getirilen sitemin sorgulamasını yapmaksızın kadın haklarını düşlemek bence gerçek dışı. Tüm ezilen insanları kutluyorum. Tüm dünyanın barışa ve kardeşliğe acilen gereksinimi olduğunu ve suratle kazanç hırslarının frenlenmesi gerekir. Yaşam uçurumlarının insan tabiatına aykırı olduğunu düşünüyorum. Aksi halde sadece , firmaların oyuncağı olarak kalacaktır kadının sorunları. Oyuncağa dönüşen kadının sırtından bayram günleri kutlayan erkekler çoğalacaktır.

Kısaca özlemlerimiz, Yatlar, katlar, renkli arabalar, villalar yerine, kişiliğimiz, onurumuz, rüyamız olan çocuklarımız ve erkek dostlarımızla birlikte el ele barış içinde yaşamaktır.