Merhaba dostlar.

Memleketimiz açısından uzun yıllardan buyana güncel olması nedeniyle biraz da demokrasiden bahsedelim.

Devlet idaresi sistemlerinde bizzat toplumun istek ve iradesi ile uygulanan tek sistem demorasidir.
Gelmiş geçmiş diğer tüm sistemlerde topluma zor ve yaptırım uyglandığını görürüz.
Eski Yunan ve Romalıların tarihi geçmişini değerlendirecek olursak, kurulan demokrasilerin temel direkleri, keyfi yaşam ve idare sisteminin ardından çaresiz kalan ve geleceklerini tehlikede gören bürokrasi, uzun süren i. savaş vev karmaşalıkların ardından neticede tek çözümü, halkın iradesi doğrultusunda bir idare sistemi getirmekle bulmuşlardır.

Demokrasi, halkın iradesi yönünden en özgür sistem olmakla birlikte aynı zamanda da en hassas ve tez tehlikleye giren bir sistemdir. Zira halkidareyi bürokrasi kesimine teslim etmekle yetinip sürekli olarak denetleme, uyarı ikaz ve eleştiri görevini yerine getirmeyip kenara çekillir ve sadece keyfini yaşama gayretine düşerse, idareyi teslim alan kesim, bu boşluk ve zaaftan yararlanıp, yeniden kendi ellerine geçirme çabasından ve günümüzde olduğu gibi yaptırımlı bir demokrasi uygulamaktan hiç kaçınmamıştır. Bilhassa muhalefetin zayıf veya hiç olmadığı ülkelerde idari keyfiyet ve bürokratik yaptırımlar başını alıp gider ve netice, günümüz Türkiye’sinde olduğu gibi bir ’’dikta’’ sistemine dönüşür. Böyle durumlarda bürokrasi, halkın muhtemel direncini ırmak için ya askeriyeyi ya da polis teşkilatını güçlendirerek, halktan gelecek direnişe karşı hazırlıklı bir konuma geçer.
Bizde askeriyenin demokrasinin bekçisi sıfatıyla aşırı güç kazanması nedeniyel, idare bu gücü önce hazmetme ve yıpratma yoluna gitmiş bunun eşzamanlı olarak da polis teşkilatını güçlendirmiştir.
Gerek askeriye gerekse polis teşkilatının yoğun olması da, bürokrasinin işini kolaylaştırır.
Türkiye şu an tam bu ortamın içindedir. Demokratik yollardan seçilmiş olmasına rağmen devlet teskilatı, muhalfetin gerekli direnç dengesini sağlayamaması ve halkın da kısmen vurdumduymaz tavrı nedeniyle (duygusal dini sömürü ile halkçoktan emirkulu kıvamına getirilmiştir.)

Halkın geleneksel yaşam şekli ve kurallarına aldırış etmeden veya dış etkenlerin talebi ile getirilecek yasalar ise sadece devlet iardesini korumaya yarar ve halk içinde kalıcı br barış-huzur-kardeşlik ortamının sağlanmasına kesinlikle yararlı olamaz.

Türkiye şu an bir yaptırımlar ülkesi halindedir. Dolayısıyla kurulu demokratik düzen uzun süre ayakta kalamaz. Çok kısa bir zamanda memleketimizde bunu malesef apaçık göreceğiz.
Keza demokrasi, topluma akıl vermekle veya dini duysusal sömürü ile değil, halkın özgüz ve huzurlu yaşama iradesini sağlamak amacıyla sadece eğitim kanalıyla gerçekleşir.

Bu nedenle şu an Türkiye’deki demokratik sistemin uzun süre kalması mümkün değildir.

Selamlar