Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
MustafaCeylan
MustafaCeylan

ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(29): SA’YÎ

Yorum

ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(29): SA’YÎ

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

646

Okunma

ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(29): SA’YÎ

ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(29): SA’YÎ

Mustafa CEYLAN



Müsrifliği yüzünden, hizmetkârları tarafından zehirlenerek öldürülen XVI.Yüzyıl şairlerimizden birisidir.


Yoluna şunlar ki ömrüm hânumânlar dökdüler
Gam meta’ın aldılar nakd-i revânlar dökdüler.

İtlerin meyl eylesün deyu ten-i fersûdeye
Geldiler kûyunda yer yer üstühânlar dökdüler

Sunmanız na’l ü elifler sinemin meydânına
Leşker-i hicrân gelüp tîr ü kemânlar dökdüler

Nûş-i cân anlara kim aşkın meyinden mest olup
Dîde câmından şarâb-ı arguvânlar dökdüler



Kâtip Çelebi’ye göre Sa’yî’ nin babasının adı Mehmed, dedesinin adı Selman’dır. Merhaba Efendi’ nin mülâzımı, musahibi, kâtibi ve danişmendi olarak görev yapmıştır. Ayrıca kadılık görevi de yapmıştır. Otuz beş akçe ile Eşkinoz kadılığı yaparken hizmetçileri tarafından öldürülür.

Neden mi?

Anlatalım :

Aldığı bütün maaşını eşine-dostuna, aşk-meşk yaptığı insanlara harcayan, devamlı "veren el olan" birisi, kaynak bittiğinde, deniz tükendiğinde, o sürekli alanlar tarafından “cimri” diye vasıflandırılır, öyle değil mi? Alanlar, hep alışmıştır almaya, ama, bilemezler ki verende de ancak kaynak kadar vericilik vardır.

Kadı Sa’yî, “mübtelay-ı imsak olduğu cihetten hizmetkârları elinde şerbet-i şehadetle iftar idüp” , cimriliği sebebiyle öldürülür. Oysa, şair cimri değildir ve aksine müsriftir. Eline ne geçerse dostlarıyla yer, içer, paylaşır cinsindendir.

Bu vericiliği sebebiyle iki yakası bir araya gelmemiş, saçına sakalına ak düştüğü halde sırtındaki gömleğini dahi değiştirmeye vakit bulamamış birisidir. Hangi makamda, hangi ünvan ve yerde olursa olsun, müsrif olduğu halde, cimri olarak vasıflandırılmış ve fakirlikten kurtulamamıştır.

Müsrifliği biraz da “işret âlemine düşkün" olmasındandır. En çok da kendisine hizmet etsin diye seçtiği çift cinsiyetli kişiler yüzündendir.

Zira,
Günlerden bir gün,
Yanında memuriyete başlayan Merhaba Efendi, bu şairimizin sorumsuzca para harcamasına sinirlenmiştir. Merhaba Efendi, şairin, hamam sefalarında tellak oğlanlarıyla zevk ü sefa yaparken son derece müsrif davranmasına bir anlam veremez ve ona kızar. “Bari bir oğlan gönderelim hamama, o da- kendi hizmetçisi olan Ali’yi işaret ederek- Ali olsun, hiç olmazsa masraflar, ikram edilen akçeler, gerisin geri bize, kendimize döner” der.



Evet,
Hamam eğlencelerine pek düşkün olan bu şairimiz, gene hamam eğlencesini yaptığı oğlanlar-çift cinsiyetliler tarafından öldürülür.



İlim sahibi, Arabî, Farisî ve Türkî dillerine vakıf olan şair, bir divan teşkil edecek kadar şiire imza atmıştır. Kâtip, hattat ve hukukçudur. Zevkine düşkün olması yüzünden, dostlarına ve yakınlarına harcamada sınır tanımadığından, üstelik “cimri” diye lâkap almış birisidir.


Böyledir işte hayat… Böyledir insanoğlu… Devamlı verirsin, verirsin; hiç ses çıkmaz, teşekkür bile etmezler. Ne zaman ki, vermediniz, veremediniz; ne zaman ki sırtımdan inin gayri, yeter dediniz. İşte o zaman yandınız demektir. Bol kese ve bol kepçe dağıtırken, çok güzel gözükürsün gözlere. Kaynağın kuruduğunda da çok kötü.


Hamam oğlanlarına, çift cinsiyetli tellâklara düşkün olan öldürülen bu şairimize bakalım bizim vatandaş Osman ne diyecek? Söylediğimde nasıl da güzel ve içten gülmüş, Ceylan hoca neler de buluyorsun demişti.

Buyursun vatandaş Osman, olayın içinde olay var. Şair, hem müsrif, hem cimri. Bu nasıl oluyorsa?! Kadı üstelik. İşret ve saz âlemi onu gördüğü hizmetlerde de elini uzun tutmasına sebep olur. Sağa sola, zevk âlemlerine, travestilere para yetiştirmek için her yolu dener. Musluğun, benzin pompasının yanına çekmek ister aracını. Padişahım, devletlüm sen çok yaşa diyenlerden olur çıkar. Bir makama gelebilmek için, bol paralı bir göreve atanabilmek için, şairimiz denemedik çare bırakmaz.


“Gördü kim etfal-i eşkim hânesin eyler harâb
Âşiyân-ı dîdemi terk itdi uçdu mürğ-ı hâb

Döne döne inleyüp dolâb-veş döksem nola
Pâyine bir serv-kaddin yaşımı mânend-i âb”


SON SÖZ DE GENE ÖLDÜRÜLEN ŞAİRİMİZDEN OLSUN :

“Fenâ gülzârıdır âlem bahârından hazân kalmış
Meh-i nev sanma andelîbi uçmuş âşiyân kalmış.”

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Öldürülen şairler(29): sa’yî Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Öldürülen şairler(29): sa’yî yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(29): SA’YÎ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Angie
Angie, @semaenci
24.2.2013 10:23:38


İlginçti. Sanırım bu bir yazı dizisi. Diğerlerini de ara ara okumak istiyorum.
Saygılar.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL