Maşallah maşallah yazı başlığı da holivıd filmi gibi oldu. Ama vallahi benim suçum yok, yazıyı okuyunca zaten anlayacaksınız. Buyurun:

Öbür odada telefon çaldı, ben Samet Tereci videosunun sesini biraz kıstım, eşimde bir kaç cümle konuştuktan sonra heyecanla telefonu alıp yanıma geldi:
-Alo buyurun?
-Maksut AKINCI siz misiniz?
-Evet buyurun.
-Efibiaydan arıyoruz (FBI.den) arıyoruz, nasılsınız?
-Teşekkür ederim GAYET iyiyim, ayrıca aradığınız için teşekkür ederim. Konu nedir?
-Sağlığınız nasıl? Sağlığınıza dikkat edin?
Dedi, ben bir dakika aradığınız numarayı kontrol edeyim diyordum ki, telefondan dı dı dı dı sesleri gelmeye başladı.
Anında 155 i aradım:

17 şubat 2013. saat 15.00 civarı. Durumu anlatıp, biraz önce abd Ankara büyük elçiliği ile gergin bir konu konuştuğumuzu, bir konudan dolayı şahsımdan özür dilemeleri gerktiği şeklinde gerginlik yaşandığını da anlatıp, biraz önce evimi arayan hanımefendinin tespit edilmesini istediğimi söyledim. Polis cep telefonumu da alıp bana geri döneceklerini söyledi.

Bir süre sonra polis aradı:
-Beyefendi sizi arayan numara gizli telefondan aramış, kapsamlı araştırma yapabilmek için savcılığa müracaat etmeniz gerekiyor. dedi.

Ayrıca görüşmek istersem bana abd konsolosluğunun telefonunu verebileceğini söyledi. Ben ’Memur bey onlar kesinlikle bizim alakamız yok diyecekler, zaten bende fbı’nin alakasının olduğunu sanmıyorum. Ama, tabi kadının zamanlaması ve fbı’yı zikretmesi boş verilecek bir konu değil, o numarayı verin siz.’ dedim. Numarayı alıp, savcılığa da ancak yarın müracaat edebileceğimi söyleyip telefonu kapattık.

Tabi, şimdi bu son durumdan abd konsolosluğunu bilgilendirmemek dostluğa sığar mı? Aradım:
’Aradım’ deyip geçiştiriyoruz, kos kocaaa abd konsolosluğu, ingilizce anlatımlar (Neyse ki Samet Tereci çalıyor bu arada.) o bölümden şu bölüme aktarmalar, her defasında konuyu yeniden izah etmeler, nihayet güvenlik bölümünde ve aklı başında bir adama bağlıyorlar. Gerçi sağ olsunlar bu arada bağlantı kurduklarımızın hepsi SAYGILI insanlardı.

Konuyu bütün ayrıntıları ile anlatıyorum. Beni tehdit eden hanımefendinin biraz önceki abd elçiliği ile görüşmemi dinlemeden nasıl böyle bir zamanlama yaptığını, FBI ismini kullanmış olmasından dolayı kendilerini yakından ilgilendirdiğini, Abd-Türk polisi işbirliği ile bunun derhal tespit edile bileceğini söylüyorum.

Karşımdaki beyefendi kendilerini bilgilendirdiğim için teşekkür ediyor, ilgileneceklerini söylüyor.

Ben: ’Hanımefendiyi siz önce tespit ederseniz, mağduriyetimin önemini de gözeterek beni bilgilendirme lütfunda da bulunursunuz?’ diyorum. Beyefendi gayet samimi ve içten olarak ’Tabi tabi’ diyor, cep telefonumu alıyor, karşılıklı iyi günler dileklerimiz ile telefonu kapatıyoruz.

Şimdi Maksut AKINCI takipçilerine soruyorum: Yazı başlığında benden kaynaklanan bir abartı var mı?