14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1630
Okunma

NEREDE KALMIŞTIK .....?
Halide yarı yıl tatilinde ailesiyle birlikte anneanne ve dedesini ziyaret etti Özlemle kucaklaşan sevgiyle geçen bu güzel günler ne çabuk da bitmişti.
Murat,karnesindeki bir iki düşük notu nedeniyle oldukça üzülmüş ; annesinin verdiği moralle her gün sıkı bir çalışma temposuna girmişti.
Müjdat, ise harıl harıl öğretmenleri tarafından verilen ev ödevlerini hazırlamakla meşguldü.
Aysun,bir an önce okula kavuşmak için can atarken bir yandan da derslerini tekrar ediyordu.Arada sinema,tiyatroya gitmeyi de ihmal etmiyordu.
Zeynep hem derslerinin hem de öğretmenin verdiği Buket Uzuner’in "Gelibolu" kitabını okumuş: şimdi özetini yazmaktaydı.
Müjdat,her zamanki aceleciliği ile arkadaşlarını telefonla aramış;
" Ne zaman toplanıyoruz ? Hadi ama... lütfen." diye siteme başlamıştı bile.
Zeynep:
" Tamam...tamam bay aceleci en kısa sürede buluşalım ."
Vee...hep beraber sık sık gittikleri kafede toplandılar.Sevgiyle kucaklaşıken ;birbirlerini o kadar çok özlemişlerdi ki...
Aysun:
" Bugün tarım ve ekonomi alanında yapılan yenilikleri anlatacağız: hepiniz hazırsınız değil mi ?"
Müjdat:
" Ben internetten çok bilgiler elde ettim."
Murat:
"Bendee."
Halide :
" Önce içeceklerimizi söyleyelim ne dersiniz ?"
"Tamam...Aaaa Muhsin Öğretmenimizde geliyor: yaşasınnnn !"
Hepsi sevinçle ayağa kalktı.
Muhsin Öğretmen :
" Merhaba çocuklar: nasılsınız ?"
"Teşekkür ederiz efendim ."
"Çaylar ,portakal suları ve simitler geldiiii ."
" Oooooo harikaa sağol Müjdat."
Halide:
" Konumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz:Mustafa kemal ve ekonomi alanında yapılan yenilikler."
Murat:
"Başlıyorum....
Milli Ekonominin Kurulması o kadar kolay olmamıştır.
Bir toplumun ekonomik hayatı, ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarının kullanılması ve ihtiyaçlarının karşılanması işinin tümünü kapsar.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonominin durumu ise şöyle:
Cumhuriyetin ilk yıllarında, her alanda olduğu gibi ekonomi de de büyük sorunlar bulunuyordu. Çok eski şekilde sürdürülen tarımsal faaliyetler, dış borçlar, devlet gelirlerinin azlığı, yolların bakımsızlığı, kara ve deniz ulaşım araçlarının ihtiyaca yetersiz oluşu, çözülmesi gereken en önemli konulardan biriydi.
Osmanlı Devleti’nden kalma az sayıdaki fabrika, atölye ve birkaç özel kuruluş ekonomiye cevap verecek düzeyde değildi. Nüfusun büyük kısmı kırsal alanda yaşamakta ve tarımla uğraşmaktaydı. İlkel yöntemlerle yapılan tarım da üretim için yeterli değildi.
Osmanlı Devleti’nden kalan dış borçların ödenmesi yüzünden, ülkede sermaye birikimi olmuyor, yatırımlar da yapılamıyordu. Bu ekonomik koşullar altında ne yazık ki ülkede, sağlık, eğitim, kültür hizmetleri de yeterince yerine getirilemiyordu."
Zeynep:
"İşte arkadaşlar...
Milli Ekonomi İlkesi ve uygulanması artık zorunlu hale gelmişti...
Osmanlı Devleti’nde ekonomik gelişme için ne gerekli alt yapı, ne de teknoloji ve insan kaynakları, bulunmuyordu. Tarımda, ticarette ve sanayide yapılacak gelişmelerin nasıl bir sisteme bağlanacağı konusunun tespiti için çalışmalar başlatıldı.
Atatürk: “Yeni Türkiye Devleti bir ekonomi devleti olacaktır.”, “Zamanımız tamamen ekonomi devresinden başka bir şey değildir.” diyerek, ekonomi alanında mutlaka gelişme gösterilmesi gerektiğine işaret etmiştir"
" Çok doğru."
" Evet."
Muhsin Öğretmen
" Yavrularım; dikkat !
İzmir!de İktisat Kongresi olmuş ve çok önemli kararlar alınmıştır. Kısaca sizlere bilgi vermek istiyorum.
Yeni Türk Devleti’nin ekonomik politikasını belirlemek için İzmir’de 17 Şubat 1923’te Türkiye İktisat Kongresi toplandı. Üzerine basa basa söylüyorum bu kongre’de ilk defa Türk ekonomisi toplumdaki bütün kesimlerin temsilcileri tarafından ayrıntılı biçimde tartışıldı. Atatürk, bu toplantıyı açarken yapmış olduğu konuşmada;
“Siyasal zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa, meydana gelen zaferler kalıcı olamaz!” diyerek ekonomik bağımsızlığın önemini belirtmiştir. Kongre’nin toplanmasının amacı; Milli ekonominin hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmada izlenecek yöntemleri kararlaştırmaktı.
Murat oğlum kongrede alınan kararları okur musun ."
" Peki efendim.
İzmir İktisat Kongresi’nde alınan önemli kararların başlıcaları
-Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
-Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
-Demiryolu inşaatı programa bağlanmalıdır.
-Ham maddesi yurt için yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulmalıdır.
-Özel teşebbüse kredi sağlayacak bir devlet bankası kurulmalıdır.
-El işçiliğinden ve küçük imalattan, fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
-Sendika hakkı tanınmalıdır.
-Sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gereklidir.
-Devlet, ekonomik görevleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektör tarafından kurulamayan işletmeler devletçe ele alınmalıdır.
"Ne kadar yerinde ve doğru kararlar."
" Mustafa Kemal daha o zaman ileriyi çok ileriyi görmüş.1
" Çok doğru."
Aysun:
" Arkadaşlar ;Kongre’de ayrıca, Misak-ı İktisadi Esasları (İktisat Andı Esasları) kabul edildi. Buna göre Misak-ı İktisadi Esasları’nda Türk milletinin büyük fedakarlıkla sahip olduğu milli bağımsızlığından ödün vermeyeceği ve asıl amacın, siyasi alanda olduğu gibi ekonomik alanda da bağımsızlık olduğu belirtildi."
Halide:
"Kongre sonucunda belirlenen hükümet politikası; Ekonomik yönden hiçbir şekilde hiç bir devletin egemenliği altına girmeden, kendi çabalarımızla öz kaynaklarımızı değerlendirmek oldu ve buna Milli Ekonomi İlkesi denir."
Müjdat:
"Böylece Milli Ekonomi İlkesi’nin uygulanmaya başlanmasıyla devlet, ekonomik alanda üzerine düşen görevleri yerine getirmeye başladı. Halk, yerli mallar kullanmaya ve tasarruf yapmaya özendirildi. Ülke içinde temel ihtiyaç maddelerinin üretilmesine önem verildi. Lüks maddelerin ithal edilmesinden kaçınıldı.
Zeynep:
"Ama gerçekten çok zorlu bir dönemeçti.
İlk zamanlarda milli ekonominin gerçekleştirilmesinde daha ziyade özel girişimi destekleyici bir politika izlendi. Ancak sermaye azlığı, yetişmiş iş gücünün olmayışı, deneyim ve bilgi birikiminin yetersizliği yanında, 1929 dünya ekonomik bunalımının baş göstermesi sonucu, özel girişim beklenilen başarıyı gösteremedi. Bunun sonucunda 1932’de devletin kalkınma çabalarına doğrudan katılması zorunluluğu duyularak devletçilik ilkesi uygulanmaya başlandı."
Muhsin Öğretmen:Çocular bu çok önemli.!
"İlk Beş Yılık Kalkınma Planı 1933’de hazırlanarak 1934’te yürürlüğe girdi. BÖYLECE TARİHİMİZDE İLK DEFA PLANLI PROGRAMLI EKONOMİYE GEÇİLMİŞ OLDU. İlk büyük sanayi kuruluşları bu beş yıllık plan döneminde yapılarak verimli sonuçlar elde edildi.
Eveettt gelecek hafta herkes hazır olursa devam edelim ."
" Ben gelirim."
" Bendee."
" Anlaştık o zaman."
Aysun:
" Mustafa Kemal Atatürk’ün en güzel sözüyle kapanış benden ."
........................................................................................................................................
"Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz."
"Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir."
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
....................................................................
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLERİMLE...
CAN DOSTLARIMDA ALTIN DAMLALAR
..............................................................................................................
hayal eden kim
uzaklar
gerçekten uzaktı bir zamanlar
sadece
at sırtında koşanlar değil
babasını bekleyen
helalini bekleyen de yorgundu aşikar
nihayet şimdi sığınacak
neresi kaldı son liman
o hilalde
bir ata yurdu çınlatıyor kulaklarımı
lakin
anayurttan başka neresidir son adres
sen, ben kavgasında
kayıp yılları var anadolunun
dünya milletler mücadelesinde
işin doğrusu
yüzümüz kara biraz
oysa bu sahnede güçlü olmak için
rızkın onda dokuzu ticarette demişti nebi
işaret ettiği
ekonomiden başka ne olabilirdi
rehavet ile unutuldu
su uyurken uyumayan akıllardan uzaktı
bak nasıl da
ekseni küçüldü dünyanın
hatırlatana çok şükür
şimşekler çakıyor anlayana, geç olsa da
güç kimin elinde
şöyle bir düşününce
elbette zalimin diyecektir her nefes
çok yazık ve ne acı
eğriler doğru deniyor avcı hükümlerde..
sözün özü dostlar, haklıydı önder
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur."
10.02.2013-Ahmet BOZTAŞ
..............................................................................................................