BİR YILDIZ KAYDI
Mehmet Yıldız Hoca Hakk’a yürüdü.Silifke’nin Akdere köyünde 1933’te dünyaya “Merhaba” diyen Yıldız Hoca, 18 Ocak 2013’te aramızdan ayrıldı.Sekseninde çaldı kûs-rahil.Dar-ı bekaya göç etti.Işıklar içinde uyusun.
Mehmet Hoca Düziçi Köy Enstitüsü çıkışlı bir öğretmendi.Anadolu aydınlanmasının meşalelerinden biriydi.Yirmi beş yıl öğretmenlikten sonra kalemi elden bırakmadı.Kitaplara sarıldı.Okudu...Yazdı.Ahirete göçerken ardında yedi tane kitap bıraktı.
Yunus diyor ya:” Ölür ise ten ölür / Canlar ölesi değil”. İşte o kitaplarda yaşıyor Mehmet Hoca.Aydınlanma meşalesi sönmedi.Bir “Yıldız” kaydı.Ama yetiştirdiği öğrenciler yıldız gibi parlıyor.
Mehmet Hoca’nın “Felsefeden Esintiler” kitabı elimde.Bu kitabı yazarken Felsefe Ansiklopedisi başta olmak üzere Ana Britanica,Bilim ve Ütopya,Dinin Kökeni,İnsan Felsefesi,Kitab-ı Mukaddes gibi kaynak kitapları harmanlamış. “Felsefeden Esintiler” uzun bir çalışmanın ardından kitaplaşabilmış.
Eski toprak ne de olsa...İnce eleyip sık dokuyacak.Kılı kırk yaracak.
Halbuki söylenenler doğruysa Hülya Avşar da şıpın işi Felsefe Kitabı yazmış.Bu kitap henüz yayınlanmamış. Ama Ertuğrul Özkök’ün eşi okumuş.Beğenmiş.Yakında kitapçı vitrinlerine yerini alır.Okuruz.
Ya işte böyle.Avşar Kızı’nın felsefi yönünü de öğrenmiş olduk böylece.Keşke Mehmet Yıldız Hoca da bu mutluluğa erişebilseydi.Öyle ıkına sıkına,kitapların arasında ömür tüket.Bir eser meydana getir.Kitaplaştırmak için dokuz doğur.Elde neler var...Analar ne felsefeciler doğurur görebilseydi...
Mehmet Yıldız Hoca’yla bir kez Susanoğlu’nda görüştük.Ayaküstü. Necmi abi tanıştırdı.Hal hatır sorduk. Yeniden görüşmek üzere vedalaştık. Kısmet olmadı.
Seksen yaşına karşın düşüncesiyle,eylemi ve söylemiyle genç bir düşünce adamıydı Mehmet Yıldız. Nur içinde yatsın.