Öyle uzak ki yerim uzakları aşıyor
Bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor
Ya her şeyim ya hiçim sorma dünyam ne biçim
Bir kördüğüm ki içim çözdükçe dolaşıyor

Ne güzel söylemiş ozan…
Dünyada çözülemeyecek bir kördüğüm varsa eğer o da bu milletin GENLERİNİN çözülebilir olmayışıdır.
Bir yandan en ağır arabesk acıların sancısını çekmeye can atarken öte yandan en şatafatlı en lüks yaşamın içinde cesurca kulaç atmaya bayılırlar her tür stilde.

Turgut Özal’ın padişahlık döneminde nereden ve nasıl estiği belli olmayan ünlü Değişim Rüzgarları bal tutan parmakları dağdan bayırdan toplanmış Papatyalı masalarda çıkarırken zenginliğin doruklarına. Küçük bir azınlığın ise kolunu kanadını kırıp atmıştı bir köşelere acımasızca…

Ulus mutlu..
Ulus memnun..
Ulus gelecekten umutlu..
Zenginlik gibisi var mı yahu!
Paranın örtmediği çirkinlik kirlilik rezillik gördün mü sen bu ülkede bu güne değin.

Sevgili Başbakan yıllardır kullanılan Ulusa Sesleniş hitap başlığını Millete Hizmet Yolunda olarak yeniledi. Onca açılımlar yapılırken bunun değişmemesi olmazdı elbette…
Bana hiç ilginç gelmedi. Öyle şık hoş ve insanı hayallere sürükleyen bir söylev başlığı değil bence. Neme lazım Değişim Rüzgarları romantikti en azından.

Ah Başbakan ah…Size 90 dakikalık bir konuşma kaseti yollamıştım birkaç yıl öncesi. Elinize geçip geçmediğini bilmiyorum. Acak ne Yaradan’a vereceğim dünyevi vicdanı bir hesabımın ne aile bireylerime bir teşekkür borcumun olmadığını bilin isterim.

Şu Tüp Bebek işi iyiden iyiye içime oturdu vallahi.
Bir tüp bebeğin maliyetini çok iyi biliyor olmalısınız. Dört çocuğa kadar olan giderlerini de üstleniyorsunuz. Ve daha ne nimetler ne gökten yağdırdığınız karşılıksız nurani yardımlar..
Bütün bunların giderlerini büyüklerinizden kalanlarla mı yoksa kendi cebinizden mi ödeyeceksiniz Başbakan?
Yeter artık Başbakan...

Ne sizin gani gani yardımlarınızdan ne sizden önceki iktidarlardan bir kibrit çöpü bile görmedim. Allah’ da göstermesin.
Ama bu gidişle fazla gün göremeyeceğim de aşikar. Bunu Yaradan bilse de…

Şu aylar içerisinde kaldırıldığım hastane aciline yol alırken bindirildiğim ambulans çektiğim sıkıntıyla birlikte devlete yük oluyormuşum hissi daraltıyordu yüreğimi iyiden iyiye. Şık arabalarla hastaneye gelen yeşil kartlıların arsızca salınışlarına karşılık.

Ailesine onuru ve şerefinden başka hiçbir miras bırakmamış olan babam bu ülkeye ve bu millete otuz dokuz yıl hizmet etmişti.
Ve inanın hastalıklarım sizin bedavacılığa emeksiz haksız ve bin bir türlü sahtekarlığa yol bulan bu onursuz güruhu başımıza bela ettiğiniz içindir.
Yedi kuşak geçmişlerinden yedi kuşak geleceklerine kadar olan hakkımı helal etmiyorum!
Ve asıl bütün bunları bu Millete Hizmet Etme adıyla yapıyor olanlaradır bütün lanetim!