9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1101
Okunma

’Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar’
Ne kadar çok seviyoruz evlatlarımızı.Yemiyoruz yediriyoruz.Saçlarımızı süpürge ediyoruz.Emeklemelerine izin vermiyoruz,yorulmasınlar diye.
O kadar uzun kollarımız var ki onların ayakları taşlara çarpmasın diye alıp veriveriyoruz ne isterlerse...
Gül koklatmıyoruz dikenleri ellerini çizmesin,kıyamıyoruz hiç kimseler onları üzmesin.
’Saldım çayıra Mevlam kayıra’
Biz kıyamıyoruz,alın siz kıyın...
Asker ediyoruz,süt kuzularımızı,kutların sofrasına...Daha ağılda it çakal görmemişken...
Gelin ediyoruz kızlarımızı,daha kıyıp hiç bi iş öğretmemişken,henüz çiğ,pişmemişken ol diyoruz bir günde kadın ol,hanım ol,ana ol ol ol ol...
El üstünde tutuyoruz,’Armut piş ağzıma düş...’
Çok seviyoruz ya kıyamıyoruz...
Hayat öyle bir kıyıyor ki...
Kıyma makinası,köftelik kıyma gibi kıyar kıyamadıklarımıza...
Hem de çiğ köftelik kıyma gibi.
Hayata hazırlamak,teğellemek değil,dikiş,çift dikiş hem de...
Sık iğne...
İnce ince,ilmek ilmek dokuyalım hayatın zorluklarına,sağlam olsun kumaşları...
Çok çok sevdiğimiz için kıyalım biraz.
’Oğlum bana çok bağlıdır,bensiz asla yapamaz...’
’Kızımı asla uzaklara gönderemem,sudan çıkmış balığa döner,etle kemik gibiyiz,çok bağımlı bana’
Sevmek mi ?
Bizimkisi egoları tatmin mi? Biraz...
Kendimizi mi daha çok seviyoruz ?
Evlatlarımızı mı?
Orası muamma...Bana göre tam bir paradoks !