İLİM MECLİSİ
Geniş, aydınlık, ferah bir salon. Duvarlarda sarı üzerine kahverengi zarif çiçek desenleri.
odanın kenarları kalın güzel süngerlerle döşenmiş, hem sırt yaslanacak yerler de güzel süngerler iletezyin edilmiş.
salonun iki köşesinde yüksek , koyu renkli ahşap kitaplıklar var ve her rafı boy boy kitaplarla bezenmiş.
minderlerin üzerinde iki dizleri üzerine oturmuş, temiz giymli insanlar,herbiri güzel abdestlerini almışlar ve
bununla âdeta beşeriyet kirlerinden pâk olarak ellerinde kitapları ile kemal-i edeb ile iki dizleri üzerine oturmuşlar.
Onları gören ellerindeki kitaptan çıkan bir nurun onları kuşattığı hissine kapılıyor. Ellerinde nur, yüzlerinde nur,
gözlerinde nur, adeta dillerinden dökülen kelimeler nur olmuş.Herbiri çok mühim bir zatın huzurunda gibi huşu ve haşyet hâli
içindeler.Onları kuşatan nur adeta tüm odayı kaplamış ve o nur onların nazarına öyle pencereler açmış ki onsekiz bin âleme o nur
ile nüfuz etmişler içleri o nur ile aydınlandığı gibi kainat da o nur ile aydınlanıp onlara âyan olmuş. Ve kainat öyle zâhir
olmuş ki nazarlarında;avuçlarının içine bakar gibi kâinata bakar olmuşlar.