2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
709
Okunma

Bir zamanlar Dersim’de…
Uzundu yolu Dersim’in, otobüsten inince hayli yorgun düşmüş olurduk..Kokusu bile yeterdi ya toprağımın. Bizi merkezden köylere götüren minibüslere doluşurduk. 1993-1996 yıllarıydı o zamanlar…Minibüste teybe takılan kaset ve çalan ilk eser; Enver Çelık Çok Özledim Dersim Seni ardından Dağlara gel Dağlara ardından Düzgin Bawo ...tabi yaşlılarımız Ya Düzgin Ya Xizir diye eşlik ederdi hemen..Ne güzeldi o zamanlar…ardından Ferhat Tunç Alır Dağlar..E tabi şoförün gözünde gözlük, açık camdan sarkıtılan kol; zannedersin, en lüks arabayı kullanıyor.. Karakola yada arama noktasına yaklasılınca araba da, bu candan neşe de yavaşlar, kaset değişir; Hakkı Bulut başlar söylemeye, ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız, sen benimle ben seninle bu hayatı yaşamalıyız…
Ne kadar tarifsiz bir özlem duyuyorum o günlere, kekik kokan dağlarına, kutsal berzuvalarına, ezilmeyen nergislerine, gözü yaşlı analarına, hep ağlayan Munzur’una,
Hasretim sana Dersim…