Gökyüzü kapalı, havada küçük bir rüzgar belirtisi dahi yok. Nem sıcakla buluşunca sırılsıklam oluyorsunuz. Yürüyorum bir başıma ne sağımda keyiften bir afet-i süzan ne de solumda dertten bir çeşm-i giryan. Bir başımayım ve yürüyorum. Başım, gövdemin tahteravallisinde eğlenirken ellerim kuyudan su çeker gibi. Yürüyorum, kimseciklere bir şey demeden. Sessizce beni bekleyen belirsiz bir hududun yalancı oltasına tutulmuş gibiyim. Sadece çırpınıyorum.


Akşamın zayıf kalabalığı fenerler ve kaldırımların musallasına uzanmış dört köşeli taşlar. Ona denizi seyrettirmek için deniz kenarına kurulmuş fakir bir belediye bankı. Şekilden ve motiften bağımsız koca ağzıyla demirden bir çöp tankı ve görgünün isabetten yoksun avare pet şişeleri. Kediye köpeğe mahsus lüks bir ziyafetin israf abidesi yükseliyor çöplükten. Tonlarca ekmeğin, onlarca nimetin bir çırpıda gözden çıkarılıp imha edildiği mekan.


Sırtını yola aklını ve fikrini karanlığa gömmüş bir kaç ayyaş vakitten, nakitten, rızıktan çalıyorlar. Görünürde ne hırsız var ne de suçlu ve fakat haram örtülü bedene zigzak çektiriyor şişedeki. Sefil bir işrete esir düşmüş leblebi ve fıstıklar bir daha hiç çıkmamak uğruna toprağa gömülmeye razıydılar. Onlar böyle bir patavatsızlığın mezesi olmaktan haya ederken bağırsaklarını ve akıllarını işgale maruz bırakmış bu yaratıklar hangi emanetin koruyucusudur.


Ben miyim bir düşünce yumağına düşmüş yoksa hassasiyetim mi beni aklımdan yakalamış. Adam aldırma da git diyemeyen vicdanımın kapısında neden hep takatsiz kalıyorum. Niye ellerimin kaleme mail ve yazmaya nail hali var. Oysa çekilip bir köşeye her şeyi uzaktan seyretmek varken, her şeyi sadece gözlerimle boyamak, istediğimi siyaha, pembeye,yeşile... Duygularım bir kukla gibi. Acılarımın ipi çekilse gözyaşlarım akıyor. Mutluluğumun ipi çekilse sevinçlerim dökülüyor. Vicdanımın ipi çekilse empati rüzgarına karışıyorum. Günahımın ipi çekilse ateşe devriliyorum.Aklımın ipi çekilse benden geçiyorum. Benden ziyade kukla bir hayatın figüran debdebesiyle eğleniyoruz.


Bırak ayyaşları, çeksinler kafaları. İki yudum almış, üç yudum almış sana ne. Rızıktan çalmış, akıldan firar ile harama iltica etmiş kime ne. Bir dağ silsilesi nimetin israfı, açların sokağından bi-habermiş banane...deme be adam deme


Sevgili günlüğüm, halimin bende bıraktığı kadar sana yazıyorum. İçimin sağduyu potansiyeli ne kadarsa işte o kadar...


seni seven arkadaşın mehmedim